bildirgec.org

yabancı sinema hakkında tüm yazılar

Butterfly Effect- Kelebek Etkisi

toz66 | 16 April 2008 16:00

Bilim Kurgu filmlerinin vazgeçilmez ögesi sanırım geçmişe gidip gelebilmek veya geleceği bilebilmektir. Geçmişe gidip birçok olayın geliişimini değiştirebilmek… Filmimiz Kelebek Etkisi de bu temayı başarılı şekilde işleyen nadir filmlerden bir tanesidir. Eric Bress ve Mackye Gruber’ın yönetmenlik koltuğunu paylaştığı filmde Asthon Kutcher başrolü başarılı bir şekilde üstlenmiş diyebilirim. Yani ortaya merakla ve hayranlıkla izleyeceğimiz bir bilim-kurgu / gerilim tarzı film çıkmış…

Evan Treborn, çocukluğuna dair anılarını kafasındaki unutkanlık kara deliğinde kaybetmiş bir çocuktur. Küçüklüğünde yaşadığı acı verici olaylar onun geçmişini unutmasına sebep olmuştur. Fakat o, psikolojik danışmanının da önerisiyle günlük tutma alışkanlığı kazanmıştır. Günlüğünde, yaşadığı her şeye yer vermiştir… Artık bir üniversite öğrencisi olan Treborn eski eşyalarının arasında bu günlüğünü bulunca okumaya koyulur fakat kendini bir anda sebebini anlayamadığı bir şekilde geçmişte bulur. O an bu anı defteri aracılığıyla geçmişe yolculuk edebileceğini farkeden Treborn geçmişte yaşadığı bazı şeyleri değiştirmek isteyecektir. Ama Treborn ne zaman geçmişte bir şey değiştirse, bu değişikliğin bugünde ani ve korkunç sonuçlar doğurduğunu görür. Her denemesinde başarısız olan Treborn, Kayleigh ile mutlu olabileceği bir gerçek zaman dilimine gidememektedir. Belki de o zaman dilimi hiç olmayacaktır…

Şehrin Azizleri

Mutreft | 14 April 2008 23:02

Poster
Poster

Komedi ve aksiyonun bir arada olduğu güzel filmlerden biri, Kendilerini kötü insanları öldürmeye adamış kanun kaçakları 🙂 Baş rollerini Willem Dafoe, Sean Patrick Flanery, Norman Reedus, David Della Rocco, David Ferry‘in paşlaştığı filmde ;

İrlanda asıllı ikiz kardeşler Connor (Sean Patrick Flanery) ve Murphy (Norman Reedus), Boston’da yaşamaktadırlar. Dindar insanlar olan bu ikili, Tanrı’nın kendilerine dünyayı kötülüklerden korumak misyonu yüklediğine inanarak, Boston’un azılı suçlularını ortadan temizlemeye başlar. Kurbanlar kötü insanlar olunca, halktan kimse paniğe kapılmaz. Aslında, ikizlerin peşine düşen FBI ajanı Paul Smecker bile, kendisinin yapmak isteyip yapamadığı birşey olarak görmektedir bu temizliği. Veritas (hakikat) ve Aequitas (adalet) kavramlarını kılavuz edinen kardeşler, arkalarında halk desteğiyle yollarına devam etmektedir ki, oyunlarını bozdukları kesim bu işe bir son vermekte karar kılar…

50 İlk Öpücük

toz66 | 14 April 2008 17:18

50 İlk Öpücük
50 İlk Öpücük

Her gün hafızanızı kaybettiğinizi düşünün. Her sabah dünü unutuyorsunuz, yani hiç geçmişiniz olmuyor; hayat geçip gidiyor olsa da. İşte böyle nadir bir nörolojik hastalığı olan Lucy’nin her günü aynı geçmektedir. Bunu babası ve kardeşi sağlamaktadır. Çünkü travma geçirmesine sebep olan o günü hatırlamasını istememektedirler. Yani her sabah kalkıyor, her sabah aynı yerde kahvaltı yapıyor ve her gün doğum gününü kutluyor. Çünkü onun için dün diye bir kavram yok.

Henry ise soğuk deniz hayvanları veterineri olan ve tatil yapmak için gelen turistleri ayartan, seviş-bırak zihniyetinde birisidir. Onun için gerçek aşk yoktur. Ya da o hiç yaşamamıştır… 10 yıldır planladığı Alaska’da morsların yaşamını inceleme planlarını gerçekleştirmek istemektedir. Fakat teknelerinde bir sorun çıkar ve o da sorun halledilene kadar etraftaki bir kafeye gider. Kafede dikkatini çeken çok güzel bir bayan görür ve onuna konuşmak ister. Zamanla onun her gün orda olduğunu anlar. İlk tanışmalarından sonra kızın kendini hatırlayacağını düşünen Henry, kız kendisini hatırlamayınca şok olur. Biraz takip edince onun durumunu öğrenir. Bundan sonra Henry her gün onunla farklı bir yöntem bularak tanışmayı deneyecektir. Ve her tanışmalarında bir öpücük. Fakat her seferinde o opücüğü unutan bir kız… Her şeye rağmen Henry mücadele edecektir. Ve en sonunda Henry’nin gösterdiği fedakarlık ise takdire şayandır doğrusu 🙂

50 İlk Öpücük
50 İlk Öpücük