“mütedeyyin” kesimin hassasiyetlerinin gıdıklanacağını, hatta bir miktar tahriş olacağını düşünüyorum ama konu önemli.

ezan-ı mıhammedinin bu kadar sallapati, bu kadar ruhsuz okunması, bu kadar baştansavma icrası en başta dinen günahtır, ayıptır, terbiyesizliktir.
nerde o ulvi dinsel coşku! nerede o iç yakan uhrevi çığlık!
geçen hafta öğle (öğlen, değil sn. dimes yetkilileri!) üsküdar’a
yolum düştü.
ve duyduğum kakofoniden öte bir saygısızlıktı. üç yandan gelen (yükselen, değil) ezan çorbası…
birisi ezanın başında, birisi ortasında, beriki sonuna yaklaşmış…