bildirgec.org

tenor hakkında tüm yazılar

2 Tenorun Film Gibi Hikayesi

tenor | 29 May 2008 10:26

Three Tenors (Placido Domingo,Jose Carreras,Luciano Pavarotti)
Three Tenors (Placido Domingo, Jose Carreras, Luciano Pavarotti)

İçe kapalı opera camiasının kapılarını birlikte şarkılar söyleyerek dünyaya açan, insanlara opera kültürünü sevdiren ve gençlere bu kültürü aşılayan “Three Tenors”‘ un 2 tenorunun (Placido Domingo ve Jose Carreras) filmleri aratmayan öyküsünü sayılı kişiler bilir. Zira bu öykü iki tenonun arasındaki en kutsal bağdır…

İspanya’ya hiç gitmeyenler ya da İspanya hakkında bir bilgisi olmayan insanlar haliyle Katalanlar‘ın İspanya’ya hükmeden Madritlilerden bağımsızlıklarını almak için verdikleri mücadeleden bihaberdirler. Jose Carreras Katalandır ve Placido Domingo Madritli!

2 Tenor kariyerlerinde parlamaya başladıkları 1984 senesinde politik nedenlerden dolayı birbirlerine düşman oldular ve ikisi de kontratlarında, sadece eğer diğer tenor davet edilmezse sarkı söyleyeceklerini bildirdiler.

1987 senesinde Jose Carreras rakibi Domingo’dan daha dişli bir düşmanla karşılaştı: kan kanserine yakalanmıştı! Kanserle çok acil mücadeleye başlaması gerekliydi. Tahliller, ilik nakilleri, kan nakillerinin yanı sıra ayda 1 kez Amerika’ya gitmek zorundaydı. Bu koşullar altında çalışamaz olmuştu ve tedavi maddi durumunu aşmaya başlamıştı. Sonunda dev tenör Carreras’ın parası bitmişti! Dostları aracılığıyla Madrit’te kan kanseriyle mücadele eden “HERMOSA” adında bir vakıf keşfetmişti. Vakfın desteği sayesinde Carreras amansız hastalığını yenerek şarkı söylemeye geri döndü. Kısa sürede tahtına oturdu, layık olduklarını haketti.

Hayatını kurtran HERMOSA Vakfı’na katılmaya karar verdi ve vakfın yasalarını okurken, Vakfin kurucusunun en önemli katılımcının ve vakfın baskanının rakibi Placido Domingo olduğunu ögrendi!

Orkestra

tentena | 12 April 2008 20:57

Çalgı toplulukları en eski çağlardan beri vardı, fakat gerçek orkestralar ancak çoksesli müziğin gelişmesinden sonra ortaya çıktı. 1475’den sonra Pesaro, Mantova, Brescia’da önemli çalgıcı topluluklarından söz edilir. Ama Rönesans devrinde şarkıcıların çoğunun viyol veya kornet gibi çalgılar çalarak şarkı söylediğini unutmamak gerekir. 1600’e doğru çoksesli çalgı müziği ses müziğinden ayrıldı, fakat iki türün ortak çalışmalarıda kesilmedi. 1700’de yalnız orkestraya yer veren bir repertuvar oluşmaya başladı. O zamana kadar tesadüfe veya durumun gereğine bırakılmış olan çalgı seçimi, operalar sayesinde değişmez bir düzene sokuldu; Lully’den yüz yıl sonra Paris Opera orkestrasının üye sayısı altmışı aştı. 1725’te Philidor’un kurduğu ‘Concerts Spirituels’ orkestrasının üye sayısı ise hiç bir zaman opera orkestrasına erişemedi. 1713’te Paris Opera orkestrasında ‘küçük koro’ adı verilen on çalgılı bir topluluk yer aldı; şu çalgılardan oluşuyordu:

ses eğitimi ( şan ) ile ilgilenenlere…

biSGen | 30 January 2008 21:00

pavarotti
pavarotti

i. tatlıses
i. tatlıses

hem ünlü hem tenor denildiği zaman çoğu kişinin aklına belki de popülarite‘lerinden kaynaklı olacak, yabancılardan Luciano Pavarotti , yerlilerden ise kimilerince yerli pavarotti ( ! ) denilen “ibrahim tatlıses” geliyor. bu tür benzetmeler bana hep garip gelmiştir. (…. / …. )
hazır yeri gelmişken pavarotti ile ilgili olarak şurada yazılan şeyin gerçek olup olmadığını da hep merak etmişimdir.
pavarotti 1950’lerin sonlarında (ya da o civar) genç ve tığ gibi bir delikanlıyken ankara’ya davetli gelmiş, filhakika tek bir temsilden sonra memleketine geri yollanmıştır. bir kısım kaynaklar bunu pavarotti’nin dönemin devlet tiyatro ve operasının genel müdürü cüneyt gökçer‘in genç, güzel ve zarif zevci ayten gökçer‘e sulanmasına ve gökçer’in bunu kaldıramamasına; bir grup başka kaynak da yine pavarotti’nin temsilden sonra bu sefer dönemin cumhurbaşkanı olan celal bayar‘ın özel olarak yanına gitmeyişi bağlamında gelişen politik sebeplere bağlar.” bu söylenti müzik camiasında dolanır durur nedense! sadece merak ediyorum yoksa kimsenin günahını almak istemem.

türk tenorlardan bazıları :
http://www.hakanaysev.com/

hakan aysev
hakan aysev


http://burakbilgili.com/

burak bilgili
burak bilgili

http://www.bulentbezduz.com/

bülent bezdüz
bülent bezdüz

son zamanların popüler şarkıcı / yorumcularından “ferhat göçer“i de unutmak olmaz, her ne kadar artık farklı kulvardaysa da…

ferhat göçer
ferhat göçer

buradaysa Álvarez‘den Placido Domingo‘ya, Antonio Cortis‘den Renato Zanelli‘ye yabancı pek çok tenor hakkında bilgiler verilmiş.
orada neden Andrea Bocelli, Jose carreras yok diye de düşünmeden edemiyorum. bu arada türk tenorlardan bülent bezdüz‘de o listede
şan eğitimi ( …. / …. ) ile ilgilenenlerin ilgisini çeker diye düşündüm.
son dakika burada ilginç bir yazı okudum !!!
unutmadan, bir de buraya ( görüntülü anlatım ) bakın

Flüt (yan)

biSGen | 25 June 2007 15:45

Özür dilerim bazıları kızıyor ancak böyle (Yan) yazmak zorunda kaldım. Anlayışınız için teşekkürler. Bu konu özellikle müzikle ilgili forumlarda çok tartışıldı ve ben çok yoruldum. En nihayetinde “Kelimeler : gerçeğin beceriksiz avcıları” sözünden yol alarak anlayış talebimi yineliyorum. Genel olarak flüt denilince hele ki müzikle uğraşmayan insanların aklına hemen okullarda öğretilen “Blokflüt” geliyor. Oysa o tanımlama da yanlış bir tanımlamadır. Zira “Blokflüt” bir topluluk adıdır ve Soprano, tenor,alto, bass gibi çeşitli türleri vardır. Okullarda kullanılan flütler –çoğunlukla- bu topluluğa ait soprano flüt’tür. Neyse uzatmadan gireyim konuya; daha önce keman ve çello eğitimi için nota paylaşımı yapmıştım. Bu seriye Flüt için nota bulabileceğiniz bazı sayfalarla devam etmek istiyorum.