Bir yerlerden soğuk geliyor.
Niye böyle oldu tüylerim. Hepsi de savunmaya hazır şekilde kaskatı kesildiler.
Yalnızlığım içinde boğulurken kiminle savaşacaktım ki. Kime karşı direnecektim. O gücüm bile yok içimde. Buralar çok sessiz. Adımlarım sade ve kararlı. Nefesim şekil çıkartıyor doğaya. Şuradaki sanki kardan yapılmış bir Eskimo kulübesi. Alacakaranlığın tadını çıkarıyorum. Kulübenin içi aydınlık. Yaklaşıyorum merakıma. Hafiften bir müzik kulağımı yalıyor. Nadia Ali benimle sevişmek istiyor. Karşı çıkmıyorum. Akışına bırakıyorum saldırganlığının. Ayaklarımı hiç de hissetmiyorum. Donmuş olduğundan değil, nasıl büyülendiğinden olsa gerek. O gece giymiş olduğum takım elbisem hafif nemlenmiş. Kravatımdan biri çekiyor. Nadia yapma diyorum. Gözlerim. Kendini ışığa bırakıyor usulce. Dünyanın tüm renkleri gözümün içine doluşuyorlar. Sahip olamadığım bir renk dikkatimi çekiyor. Ben de o rengi çekiyorum. Ayaklarının hissettiği sese eşlik ediyor kalbim. Bu akşam bu eşsiz ayini bir trajediye çevirmemem lazım.