oradaydı kendisini hapseden
oradaydı kendisini hapseden

Tenin kuşatan bütün kemiklerin gibi sana ihanetin adıydı bütün kesikler. Bakışların sadece boşluğu hesapsızlaştırırken, zamansızlık oturduğun yerden kapı aralıklarına kadar ulaşıyordu.Geçmiş beyaza yeminliyken, gelecek nefretini bilmediğin, özlemeye anlatamadığın meçhuldü, o da kendince. Kan tereddütlerinden, ten ayrılıkların sızlarken, dokunulamayacak kadar açıktı yaranın virüsü. Artık vurmazı tutamadığın masumluklarını sen kirletiyordun göz yaşlarınla. Kendine nefretin biraz daha artarken. Yaralıyken bile yaramazdı, kız şeytanların melek kanatları.
Odanı tarttın, örülmesi gereken daha fazla tavan vardı duvarların alçaklığına. Sadece söylemek, bütün niyetleri kamikaze harekirilerde yaşatıyor duyguların. Rüzgarın savurduğu perde binalar güneşe taktığı çelmeyle artık paramparça ışık. Artık paramparça gök yüzü yıldızlarda.

Kaos, ikiye ayrılmış dilin yerdeki eksikliğin çetelesini tutan damanın piyonu. Masanın karşısında ben varım ve görüntüm senin şeklinde. Oynadığımız pokerde kral tahtını ters çevirip, nedimelerini omuzlarından tartıyor. Bütün asları, tersi şekline dönmüş el gölgemle masanın altından veriyorum, kazandıklarım hep gölgesi şekle silinmiş, gölge oyunuyken.