bildirgec.org

süleymaniye hakkında tüm yazılar

Mimar Sinan’ın kafatası!

wolf | 17 March 2009 08:50

Mimar Sinan
Mimar Sinan

Osmanlı’yı yerin dibine batıranlar, Osmanlı deyince bön bön bakanlar dahi onun mimarlığını, taştan meydana getirdiği muhteşem mimariyi biliyorlar. Kimden mi bahsediyoruz? Kanuni Sultan Süleyman yani bir diğer adıyla Muhteşem Suleyman devrinde, yani Osmanlı İmparatorluğu’nun ve hatta Türk tarihinin en zirvedeki, en parıltılı zamanlarındaki sarayın mimarı olan Mimar Sinan’dan. Aslında konumuz ne Mimar Sinan’ın İstanbul’daki muhteşem camileri, ne birçok ülkeye yayılmış su kemerleri, külliyeleri, çeşmeleri, sergileri. Konumuz acı ama gerçek; Mimar Sinan’ın kafatası.
Güneş Dil Teorisinin, Türk Tarih Tezi‘nin okullarda okutulduğu yıllara gidiyoruz. O yıllarda Avrupa’da artan milliyetçilik rüzgarının ve Türkiye’de yeni kurulan cumhuriyetin “temelleri” sağlamlaştırmak adına milliyetçiliğin ve Türklüğün köklerinin ne kadar derinlere indiğini, ne kadar muhteşem olduğunu ve kimliğinin kendine has özelliklerinin bulunduğunu ispatlamak için profesörlerin, üniversitelerin, kurumların çaba sarfettiği yıllara…

1935 yılında Türk Tarih Kurumu‘nun seçtiği bir heyet, büyük bir titizlikle İstanbul’da Süleymaniye Külliyesi’nde olan Mimar Sinan’ın türbesini açar.

Mimar Sinan'ın Türbesi
Mimar Sinan’ın Türbesi

Amaç bellidir. Mimar Sinan’ın, tüm dünyanın muhteşem eserlerini ve sanatını kabul ettiği, Ayasofya ile yarışan Süleymaniye’nin mimarının kafatasını alma ve yapılacak incelemelerle Türk olduğu kanıtlanmak. Çünkü Hristiyan olduğu, devşirme olduğu yönünde yayınlar çıkmaktadır. Mezar açılır, yaklaşık 350 yıl sonra açılan mezarda, (Sinan 1588 yılında ölmüştü, 99 yaşındaydı) ceset bozulmuştur ama kafatası sağlamdır. Gazeteler o günlerde Mimar Sinan Türbesinde Araştıma başlığıyla şöyle bir haber geçerler:

BEKLEYİP GÖRELİM…

KordeLio | 29 May 2007 20:33

K.Irak Kürdistan Bölgesi Koruma Gücü sözcüsü Cabbar Yaver’in bir hafta içinde Dohuk, Erbil ve Süleymaniye kentlerinin korumasının kendilerine bırakılacağını açıklamasından sonra, ABD yetkilileri de 1 hafta sonra değil yarın (30 mayıs 2007) bölge korumasını peşmergelere bırakacağını açıkladı.
Bu konu kafalarda birçok soru işareti oluşturdu. ABD bunu önceden mi planlamıştı yoksa Türkiye’ deki son gelişmeler üzerine mi çark etti.Son model uçakları acaba yanlışlıkla mı sınır ötesine geçmişti yoksa İncirlik’teki devrelerini ziyarete mi gelmişti?
ABD, Türk askerinin kafasına geçirilen çuvalların olası bir sınır ötesi operasyonda kendilerine geçirilmesinden mi çekinmeye başladı , yoksa yarın öbür gün bölgede oluşacak bir kaos ortamında vallahi ben bölgenin korumasını kürtlere mi bıraktım demeye hazırlanıyor?K.Iraklılar Türkleri tehdit ederken uykulu veya sarhoş muydu, yoksa büyük abileri sırtlarını sıvazlayıp gaza mı getirdi?Türkiye Hükümeti bu gelişmeler üzerine Türkiye’ye yakışan duruşu,doğru hamleyi doğru zamanda en iyi şekilde gerçekleştirebilecek mi, yoksa biz mi bunlardan çok şey bekliyoruz?