bildirgec.org

son mohikan hakkında tüm yazılar

Public Enemies (2009)

13thMonkey | 29 January 2009 15:13

2009’un en çok merak edilen,heyecanla beklenen ve olay yaratacak filmlerinden biri belki de en önemlisi Public Enemies. Yönetmen koltuğunda Heat gibi bir suç başyapıtına imza atmış ve künyesinde The Last of the Mohicans, The Insider, Ali, Collateral ve en son Miami Vice gibi filmler olan Michael Mann, başrollerde ise Johnny Depp ve Christian Bale.

Bryan Burrough’un henüz Türkiye’de de yayınlanmamış Public Enemies: America’s Greatest Crime Wave and the Birth of the FBI, 1933-43 kitabından uyarlanan ve 1930’lardaki Büyük Bunalım döneminde geçen filmde FBI ajanı Melvin Purvis(Christian Bale)’in o zamanın ünlü suçluları John Dillinger(Johnny Depp) ve çetesini durdurmaya çalışması anlatıliyor.

Public Enemies‘in Heat (Büyük Hesaplaşma) ile pek çok ortak yönü var fakat bu filmde polisler ve soyguncular üzerine tamamen farklı bir bakış açısı bulunuyor. Bunun yanısıra filmin geçtiği mekan 1990’ların Los Angeles’ı değil 1930’ların Chicago’su ayrıca başrolde Robert De Niro ve Al Pacino yerine Johnny Depp ve Christian Bale var.

Tarihi gerçeklere dayanan bu hikayenin ilk olarak dizi olması düşünülmüş fakat yapımcılığını Robert de Niro‘nun üstleneceği proje bütçe endişeleri ve düzgün bir senaryo yazılamaması üzerine iptal edilmiş. Daha sonra Michael Mann‘ın ilgisini çeken proje film aşamasına getirilmiş.

Filmlerin Tadı Tuzu; Film Müzikleri

hoodly | 27 April 2008 14:19

Gerçekten ben bir film müziksiz olsa bize verdiği zevki, heyecanı ve düşünceyi tam anlamıyla yerine getiremezdi diye düşünüyorum. Bir aksiyon filminde onun için meydana getirilmiş bir müzik ile mi yoksa sadece oynayanların ve çevreden gelen seslerin duyulması ile mi daha güzel seyirlik bir film ortaya çıkar. Yada romantik bir filmde bizleri oyuncularla birlikte o sahneyi birebir yaşıyormuşuz gibi hissetmemize yardım eden bir müzik olmasa? Bir korku filminde o gerilimi ve korku duygusunu içimize işletecek bir müzik ile mi filmler daha bi tatlı oluyor. Ben de beni etkilen film müziklerinden bir liste yaptım. Umarım beğenirsiniz ve de tabiki es geçtiğim bir çok müzik olacaktır. Onları da siz tamamlarsınız artık?

LEŞ KARGALARI…

koza 68 | 15 January 2007 11:39

Seçimler yaklaşıyor, siyaset sahnesi kızışacak, halkımızı kim daha iyi ” kucaklarsa” malı o götürecek…Anlaşılmayacak bir şey yok bunda…
Saddam Hüseyin’in idamı ile yeni bir gündem oluşturuldu farkında mısınınız…
Menderes ve arkadaşlarının idamları gündeme yeniden getirildi…
Sabık başbakanın asılmadan önce prostat muayenesi yapılarak taciz edildiği söyleniyor, oğlu da doğruladı … Deniz Gezmiş’in idamında kasıtlı olarak, yağlı ipe iki ilmek atıldığı iddiası ….
Öyle anlaşılıyor ki, “üç sizden üç bizden” hesabı seçim meydanların da yeniden hissettirilecek…Yeri gelmişken;
Bu şüpheli ve “şaibeli” ölümler listesine bir ilave de ben yapmak istiyorum…
Menderes döneminin, iç işleri bakanı Dr.Namık Gedik!…
İntihar ettiğini biliyoruz….tutuklu bulunduğu yerin camından aşağı atmış kendini…

Ya öyle değilse!…Benim kafam karıştı….
Fazla uzağa gitmeye de gerek yok, Turgut Özal’ın, Bülent Ecevit’in ölümlerindeki “sır”perdeleri !….
Roma İmparatorluğunu geçtik….Hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığı bir ülke!
Neyse!…
Yine mevsimler geçecek,yine meydanlar dolacak…
siyasetçilerimiz, Milletimizi “kucaklama” yarışına girecekler …Birbirlerinin arkasına dolanıp,puanları toplayacaklar…Ödev bilincinden yola çıkacaklar, ama en ciddi konuları bile mizah konusu yapacaklar, aynı küçümsemeyle aynı karanlık vicdanlarıyla kirletecekler meydanları…
Belki de “kurt sürüleri” yeni av mevsimi için, birleşecekler…Seçim barajını bahane edip, sağ,sol,ilerici,gerici demeden ittifak yollarını arayıp,meclise girmeye çalışacaklar…( LDP,nabız yoklamaya başlamış)…
Gördüğümüz filmleri yeniden “gösterecekler” …Tıpkı sinamatek gösterimi gibi…
Kaçınılmaz gerçek; Biz de yiyeceğiz, ya da yemiş gibi yapacağız…
Son “dürüst” gitti…Son mohikan gibi !…
Bülent Ecevit de yok artık…
Ne yapacağız şimdi ?” Devlet adamlığı tartışılır ama “dürüst” adamdı be!” kime diyeceğiz?
Acilen hem devlet adamını hem de “dürüst” olanını bulmalıyız…
Bulamazsak!…
Leş kargaları pek uzağımızda değiller…”sevr’i” canlı tutmak için tepemizde daireler çiziyorlar…
Çetin Altan ,her şeye rağmen “ enseyi karartmayın” der.Evet gerçekten karartmayın ;19 mayıs 1919 ‘dan daha kötü bir durumda değiliz…
Henüz, vatanın bütün kaleleri ele geçirilemedi…
MİT ayakta…
TSK ayakta…

Her şeye rağmen,kainatın “ayar babası” simdilik bizden yana görünüyor…