“olmak yada olmamak”

Bu sözün sahibini sanırım yazmaya gerek yok. Bir söyleşide, Ahmet Altan’a yazarlığı hakkında soru soruluyor ve Altan onlara “bir tarafa Dünyanın tüm mücevherlerini, diğer tarafa ise shakespeare’in bu sözünü koyun. Şimdi size sorsalar, hangisine sahip olmak isterdiniz? “to be or not to be”yi yazan mı, yoksa bu mücevherlere sahip olan mı?”.

Sanırım sözün vücut bulduğu bir yaşam sürmek servetlerin en büyüğüdür. (En amansız serüvenler değil midir ki sözler, kişiyi peşinden sürüklemesin) Çünkü gerçeğin dile gelişidir söz. Öyle ya… En nadide çiçekten tutunda, toprak denilen kuyumcunun işlediği elmasa varana dek mevcudiyetini söze borçlu olmasın.