bildirgec.org

sevr hakkında tüm yazılar

LEŞ KARGALARI…

koza 68 | 15 January 2007 11:39

Seçimler yaklaşıyor, siyaset sahnesi kızışacak, halkımızı kim daha iyi ” kucaklarsa” malı o götürecek…Anlaşılmayacak bir şey yok bunda…
Saddam Hüseyin’in idamı ile yeni bir gündem oluşturuldu farkında mısınınız…
Menderes ve arkadaşlarının idamları gündeme yeniden getirildi…
Sabık başbakanın asılmadan önce prostat muayenesi yapılarak taciz edildiği söyleniyor, oğlu da doğruladı … Deniz Gezmiş’in idamında kasıtlı olarak, yağlı ipe iki ilmek atıldığı iddiası ….
Öyle anlaşılıyor ki, “üç sizden üç bizden” hesabı seçim meydanların da yeniden hissettirilecek…Yeri gelmişken;
Bu şüpheli ve “şaibeli” ölümler listesine bir ilave de ben yapmak istiyorum…
Menderes döneminin, iç işleri bakanı Dr.Namık Gedik!…
İntihar ettiğini biliyoruz….tutuklu bulunduğu yerin camından aşağı atmış kendini…

Ya öyle değilse!…Benim kafam karıştı….
Fazla uzağa gitmeye de gerek yok, Turgut Özal’ın, Bülent Ecevit’in ölümlerindeki “sır”perdeleri !….
Roma İmparatorluğunu geçtik….Hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığı bir ülke!
Neyse!…
Yine mevsimler geçecek,yine meydanlar dolacak…
siyasetçilerimiz, Milletimizi “kucaklama” yarışına girecekler …Birbirlerinin arkasına dolanıp,puanları toplayacaklar…Ödev bilincinden yola çıkacaklar, ama en ciddi konuları bile mizah konusu yapacaklar, aynı küçümsemeyle aynı karanlık vicdanlarıyla kirletecekler meydanları…
Belki de “kurt sürüleri” yeni av mevsimi için, birleşecekler…Seçim barajını bahane edip, sağ,sol,ilerici,gerici demeden ittifak yollarını arayıp,meclise girmeye çalışacaklar…( LDP,nabız yoklamaya başlamış)…
Gördüğümüz filmleri yeniden “gösterecekler” …Tıpkı sinamatek gösterimi gibi…
Kaçınılmaz gerçek; Biz de yiyeceğiz, ya da yemiş gibi yapacağız…
Son “dürüst” gitti…Son mohikan gibi !…
Bülent Ecevit de yok artık…
Ne yapacağız şimdi ?” Devlet adamlığı tartışılır ama “dürüst” adamdı be!” kime diyeceğiz?
Acilen hem devlet adamını hem de “dürüst” olanını bulmalıyız…
Bulamazsak!…
Leş kargaları pek uzağımızda değiller…”sevr’i” canlı tutmak için tepemizde daireler çiziyorlar…
Çetin Altan ,her şeye rağmen “ enseyi karartmayın” der.Evet gerçekten karartmayın ;19 mayıs 1919 ‘dan daha kötü bir durumda değiliz…
Henüz, vatanın bütün kaleleri ele geçirilemedi…
MİT ayakta…
TSK ayakta…

Her şeye rağmen,kainatın “ayar babası” simdilik bizden yana görünüyor…

sevr antlaşması

esatergun | 07 June 2006 11:16

Birinci Dünya Savaşı sonrası, İtilaf Devletleri ile Osmanlı İmparatorluğu barış için toplandı. (10 Ağustos 1920) Toplantıların sonucunda Osmanlı tarafının temsilcisi Damat Ferit (bazı kaynaklara göre de Enver Paşa) , sözde barış için ortaya atılan, ancak yurdun her tarafının başka başka ülkelerce paylaşıldığı bir antlaşma olan Sevr’e imza koydu. Bu antlaşmaya göre azınlıklara fazlaca haklar veriliyor, yurdun her bir köşesi paylaşılıyor, mevcut Osmanlı hükümeti kabul edilemeyecek dayatmalara maruz bırakılıyordu.

Mustafa Kemal’in şerh koyduğu ve hatta yırttığı bu antlaşmanın tam halini görmek için tıklayınız. Geldiğimiz noktada, bize sunulan şartları ve Ermeni Soykırım iddialarını düşününce, zaman ne kadar ilerlerse ilerlesin düşüncenin aynı olduğunu görüyoruz.