bildirgec.org

sanma hakkında tüm yazılar

Kırık Şans

Kuruvaze | 22 January 2009 10:13

Zamanı susmak gerekiyordu! Lakin hangi zaman olduğu çok açık değildi. Bu gün, yarın, yoksa dün MÜ? (!) aslında açıktı, ve açık olmak zorundaydı. Aksi taktirde ölmek, yoksulluğa doğmakla eş değerdi.Birkaç sallantı, birkaç gerginlik ve zarlar atıldı. Köşelerinden ayakta kalarak bütün düşeşlere ihanet, isyan sergilendi. “Şans” dedi bir kişi, lisanından utanarak. “Şans” dedi ikinci bir kişi, ne söylediğini unutarak.Kimdi, ya da ne idi şansı çekici kılan? Aşırı ısınmışlığı tutmaya yetenekli bir el miydi? Yoksa… Yoksa hiç var olmayan, lakin var olacağına inanılan bir “ŞEY” miydi şans. Kimdi ya da ne idi şansı çekici kılan?Tam karşımda duruyordu. Yansımadan açılan kapıdan geçmem için, bakmam yeterliydi. Görülen o ki; etrafı kaplamış olan karanlıkta, kendine yer bulması oldukça zor olmuştu. Şöyle bir gerindi ve yerine yerleşti. Elleriyle kendisine çeki düzen verdi, tozunu aldı. İşaret parmağını yalayıp havaya kaldırdı. Işık en iyi hangi yönden savruluyorsa, tespit edip yüzünü o yana doğru çevirdi. Ellerini açıp, mırıldanmaya başladı. Dinlemeye yeteneksiz kulaklarım sayesinde, sadece izleyebiliyordum olanları ve olacakları!Dudaklarının hareketi sona erdikten sonra, ellerini indirip, gök yüzüne doğru bakmaya başladı. Simasının memnuniyetinden anlaşılıyordu ki, görmek istediğini görebiliyordu. O gök yüzünü, bense onu izliyordum. Birden susturdu simasını, simasıyla beraber yansımasını.

*************************************

Çatladı tohum, parçalandı toprak. Devinirken kök, ağaç oldu yansıma. Dallarının yarımlık uzantısında, ayna sivriliğinde meyveler verdi, beslendiği ışık yağmurunda. Karanlığın endamında semiren iblise karşı, hüküm verilmiş, kararın parmaklıkları ölçülmüştü. Geçmişe ait simalar yırtılırken, geriye sadece kemiklerden sızan yenilik izi kalmıştı.