bildirgec.org

sabrina hakkında tüm yazılar

Kozadan Kelebeğe

shane | 12 April 2012 09:10

Filmlerde sıkça karşımıza çıkar; pek de cazibeli olmayan hanım kızımız birden değişim geçirir ve içinde sakladığı havalı güzeli açığa çıkarır. Bu öncesi-sonrası durumlarının önde gelenlerinden bir sunum hazırlamışlar, paylaşalım istedik.

Mutlu Bir Yazı

admin | 12 March 2011 06:38

Soru İşareti
Soru İşareti

Onu tanımlamak için önce ‘fenomen’ kelimesini kullanayım dedim. “O bir fenomen!” diye başlayacaktım. Anlamına baktım. Meğerse, fenomen duyularla algılanabilen şey demekmiş. Popüler kullanımında ise, olağandışı olay anlamına geliyormuş. Yani ben kelimeyi yanlış kullanıyormuşum. Sonra, ‘ikon’ kelimesi aklıma geldi. O da, Hristiyan geleneğinde kutsal kişi ya da olayları konu edinen resimler anlamına geliyormuş. Yani yine yanlış bir kullanımın eşiğindeymişim.

Sarah Jessica Parker
Sarah Jessica Parker

Ancak, biraz daha düşününce onun ne olduğunu buldum. O bir fenomen değildi, o bir ikon değildi ama o bir stil ikonuydu. Stil ikonu, tarzıyla, duruşuyla, saç şekliyle, tavırlarıyla kendine özgü ve kendinden emin olan, en yenilikçi şeyi giyse bile onu bir parçasıymış gibi taşıyan ve bunu yaparken diğer insanları da peşinden sürükleyen kişi demekti. Bakınız mesela, stil ikonu Sarah Jessica Parker ne kadar kendinden emin, tarzıyla ne kadar mutlu! Avuç içlerine bile güveniyor ve onlarla barışık!

İşte, sayın okuyucular stil ikonu böyle bir şeydi. Ve enine boyuna incelenmesi, daha sonra uzun uzun yazılacak başka bir yazının konusunu oluşturuyordu. Bu yazıda inceleyeceğimiz stil ikonu ise, benim göre/için tek ve kendine özel. Adını açıklamanın vakti artık geldi. Bahsettiğim kişi: Audrey Hepburn. Şu resmini görmeyen yoktur herhalde:

Tiffany'de Kahvaltı'daki Rolünde
Tiffany’de Kahvaltı’daki Rolünde

Audrey Hepburn

queennothing | 22 August 2009 12:29

4 Mayıs 1929, Brüksel, Belçika doğumlu Audrey Kathleen Ruston, bankacı olan Joseph Victor Anthony Ruston ve bir asilzade olan Ella Van Heemstra’nın kızıdır. 1930 yılında, Audrey henüz 1 yaşındayken annesi ve babasının aldığı boşanma kararıyla, annesinde kalmaya başladı. 1939 yılında, 10. yaşına basan Audrey, annesinin yaptığı ikinci evlilikle Hollanda’ya taşınmak zorunda kaldı. Babasını görmeyen Audrey, o sıralarda Hitler’in ordusunun işgali altında olan Hollanda’da yaşamanın zorluklarına katlanmaya çalışıyordu. Savaşın içinde büyümeye çalışan Audrey, yeme ve davranış bozukluğunun getirdiği ağır depresyon içerisinde genç kızlığa doğru ilerliyordu.
Hollanda’yı terkedip, İngiltere’de bulunan bir bale okuluna yazılan Audrey, modellik yapmaya başladı. O sırada bir hastahanede hemşire olarak çalışmaya başlayan Audrey, kafasında şekillenen geleceğine ‘oyunculuk’ mesleğini yakıştırmıştı. Hastahanede tanıştığı yaralı bir askerle arkadaş olan Audrey, Terence Young adındaki bu askerle daha sonraları bir film projesinde çalışacaktı.
1951 yılında, Fransız yönetmen Jean Boyer (1965 yılında hayatını kaybetti) ve New Yorklu senarist Lester Fuller‘in (1962 yılında hayatını kaybetti) birlikte yönettiği 70 dakikalık “Monte Carlo Baby“de ‘Linda Farrel‘ karakterini canlandırarak ilk kez beyazperdede boy gösteren Audrey, adını resmi olarak ‘Audrey Hepburn’ olarak değiştirmişti. Aynı yıl, İngiliz yönetmen Charles Saunders‘in “One Wild Oat” adlı komedi filminde ‘Resepsiyoncu Kız‘ olarak küçük bir rol alan Audrey, İtalyan yapımcı / yönetmen Mario Zampi‘nin yönetmenliğini üstlendiği “Laughter In Paradise” adlı komedi yapımında da rol aldı. Yine aynı yıl, 10 sezonu tamamlayan “BBC Sunday-Night Theatre” serisinin 2. sezon, 31. bölümünde ‘Celia‘ karakteriyle yer aldı. Oscar Ödüllü senarist T.E.B. Clarke‘nin (1989’da hayatını kaybetti) senaryosunu yazdığı, İngiliz yönetmen Charles Crichton‘un (1999’da hayatını kaybetti) yönetmenliğini üstlendiği ve Alec Guinness ile Stanley Holloway‘ın başrolünde yer aldığı “The Lavender Hill Mob” adlı yapımda ‘Chiquita‘ karakterini canlandırdı. Film, ‘En İyi Senaryo’ dalında Oscar Ödülü alırken, ‘En İyi Erkek Oyuncu’ dalında Oscar adayı oldu.

Yıl bitmeden Audrey, iki yapımda daha rol aldı; ilki, Fransız müzikali “Nous irons à Monte Carlo” (We Will All Go to Monte Carlo), diğeri, ‘Eve Lester‘ karakterini canlandırdığı “Young Wives’ Tale” adlı romantik / komedi yapımıydı. Farklı yüzü ve mimikleri sayesinde tüm dikkatleri üzerine çekmeyi başaran Audrey, Hollywood camiasının en çok bahsettiği isimlerden biri olmuştu. 1952’de “CBS Television Workshop“a konuk olan Audrey, aynı yıl, İngiliz yönetmen Thorold Dickinson‘ın (1984 yılında hayatını kaybetti) yönetmenliğini üstlendiği, Valentina Cortese, Serge Reggiani (2004 yılında hayatını kaybetti), Charles Goldner (1955 yılında hayatını kaybetti) gibi isimlerin rol adlığı “The Secret People” adlı drama filminde ‘Nora Brentano‘ karakterini canlandırdı.
1953 senesinde Audrey, ‘En İyi Kadın Oyuncu’ dalında Oscar Ödülü kazandığı “Roman Holiday“de yer aldı. 1981 yılında hayatını kaybeden, 3 Oscarlı yönetmen / yapımcı / oyuncu William Wyler‘ın yönetmenliğini üstlendiği, Gregory Peck, Eddie Albert, Hartley Power, Margaret Rawlings gibi isimlerin rol aldığı yapım, ‘En İyi Kadın Oyuncu’, ‘En İyi Kostüm’ ve ‘En İyi Senaryo’ dalında Oscar Ödülü kazandı.

Sabrina Salerno

COD2 | 30 January 2007 22:26

sabrina solerno
sabrina solerno

80’lerde samantha fox’a rakip olarak ortaya cikan ve bir dönem (içki kadehlerinin içine ilaç atıldığı döneme tekabul eder) türk filmlerinde diskolarda bolca çalan o meşhur şarkısı boys ile hatırladığımız dilber. boys klibini izleyince sabrina’nin neden bu kadar tutuldugunu anlamak cok basit..