Biz Afrika’nın aç ve mağdur çocukları…
Biz savaş meydanlarının aç ve yetim çocukları…

Sizin sonsuza uzanan yemek sofralarınız, doymak bilmeyen aç bir nefsiniz kısacası herşeyiniz var.
Ey İnsanlık oysa biz YEMEKSİZİZ!!!
Hala anlamış değilim yedikleriniz nasıl kursağınızdan geçebiliyor. Hiç düşünmüyor musunuz, hiç mi hayal etmiyorsunuz bizim perişan halimizi? Afrika’nın sıcağında kavrulan mini minnacık bir bedenin akbabalara ziyafet çektireceğini? Ha sahi sizin hiç başınıza akbabalar üşüştü mü? Yahut üzerinize bombalar yağarken mayınlı arazide yardım paketi arayan minik bir bedenin parçalara bölündüğünü hayal ettiniz mi? Ha sahi siz hiç bomba gördünüz mü veya mayın patlamasıyla ölen bir arkadaşınızı? Nerden düşüneceksiniz, nerden hayal edeceksiniz? Sizin birbirinden önemli işleriniz, uğraşlarınız var. Misal çatlayıncaya kadar yemek yemek, saatler boyunca hareket etmeden bir ekrana bakmak, çılgınca alış veriş yapıp para saçmak ve en önemlisi durmadan israf etmek, israf etmek. Ne kadar da çok işiniz varmış.