bildirgec.org

rüya hakkında tüm yazılar

Sevgili günlük;

LuCiuS312 | 27 May 2002 16:13

Sevgili günlük dün akşam bir rüya gördüm ki ne rüya. Çoh küsel bir site buluyorum(insanların yardımını küçümseyemem). Sonra o siteye girip çıkmaya başlıyorum. Üyesi falam oluyorum. Öyle cici bir yer ki böle insanlar bilgi paylaşıyor. Yazılar yazıyor. Linkler veriyor. Ahkam kesiyor. Ama sonra bir gün bir yazı yazmak için giriyorum, ve karşıma bir uyarı çıkıyor. Amanın benim bilmediğim bazı şeyler olmuş ki burda bayaa uzunca bir uyarı metni var karşımda.

Okuyorum ki o ne. İçinde benimde acemiliğim sonucu yaptığım bazı hatalar var. Aman diyorum kendi kendime dur biraz düşüneyim. Güzel şeyleri çabuk kaybetmişimdir hep. Bu sefercik öyle olmasın bari. Daha sonra tekrar siteyi gezerken bir bakıyorum oooh herkes oraya ahkam kesmiş. Kimi gerçekçi, kimi bencil, kimi lay lay şeyler yazmış ahkam olarak. Okuyorumda okuyorum bayağı uzun hani. Evet yazılanları çoğu haklı. Bazı kişiler siteyi orta malına çevirmiş herhalde. Diğerleride onlara kızmış. Bir polemiktir dönüyor. Bir çok antin kuntin sitede geçmişim vardır. Bayağıda IRC yapmış bir adamım. Ama böle kaos görmedim(Hoş irc den alışkanlıkla ilk başlarda hiç öyle görünmüyordu ama. Sonraları yapılmak istenen şeyi kavrayınca insan anlıyor). Aslında biraz düzenlemeyle yaptırımla bu sorunlar çözülebilir ama sanırım yapılmak istenen bu değil. Höt! Bu kadar yeter, iki gün ekran karartma.Bu yapılmak istenmiyor. Ama benim yurdum insanına(ben dahil) gerekli bir aksiyon bu. Ki bence yapılmalı. Mesela mı? Ana sayfa blog dur vesairedir diye ayrılabilir. Bunun yanında gönderilen yazı vs. istenilen formatlara uymuyorsa yayınlanmayanbilir. Hatta admin denen yüceler herşeyi kontrol ederek ona göre ilgili bölümün oylama sayfasına açıp o şekilde çift eleme yapılabilir. Bu işleme bir örnek vermek gerekirse koyun sürüsü çoban nereye isterse oraya gitmelidir değil mi. O zaman sürü dağıldığında çoban “Rica ederim sevgili koyunlar. Lütfen bu tarafa geliniz demez. Hooo, bürrrsrtttttt falan der toplar sürüyü. Yani benim yurdum insanına o ve ya bu şekilde yaptırım uygulamalısın. Yaa işte böyle günlükçüm. Valla ter içinde uyandım. Rüyamıydı kabusmuydu bilemedim. Haa, nee sitenin adımı? Aaa bak unuttum onu işte. Neydi sahi? 😉

Mullholland Drive\’den annatıyorum.

LesClaypool | 22 May 2002 17:04

Şu anda çalışmakta olduum ve zamanım nispeten kısıtlı olduundan hepsini birden değil ama azar azar annatacaam filmden yakaladıklarımı.

Şimdi şöyle; filmin başında biri uyuyo, nasıl bi yatakta olduunu hatırladın mı?(ne renk çarşaf, yastık? Vişne çürüğü kırmızı olmasın)

Filmin ortasını az geçince kadınlarımız Silencio kulübünden çıktıktan ve de sarışın hatun ortadan kaybolup esmer olan da mavi kutuyu açtıktan sonraki sahnede sarışın hatun kapı sesiyle uyanıyo, uyandığı yatağa dikizz. Aynı yatak, kırmızı yastık-çarşaf filan, değil mi?

İşte 1. olay bu, yani filmin başından o sahneye kadar olan sahneler çıldırmanın yakınlarında dolaşan sarışın hatunumuzun rüyasıdır. (Bu arada şunu hemen söyliim, bu sürenin tamamı rüya diye bişey yok tabe, kimi yerde gerçekle rüya eşzamanlı ya da içiçe anlatılıyo olabilir, düşündükçe bu tip şeylere rastlayabiliriz/çıkartabiliriz. Ama en barizinden şunu hatırlayın, Coco apartmanın bahçesindeki bobi bokunu görünce sarışına ne annatıyo. “Burada daha önce Boksör Kanguru besleyen bi adam vardı, o kangurunun bahçeye yaptıklarını bi görseydim”. Kimse şehirde kanguru besler mi yeaa, hem de Boksör Kanguru. Yani böyle işte, anlamsız kes yapıştır düşünce kolajından oluşan gerçeküstü rüya anları. Süper yeani)

uykum var

entheogen | 20 May 2002 16:42

Dün gece herzaman gördüğüm rüyaların benzerini gördüm. Aldatılıyorum gözümün önünde ama bişey yapamıyorum. Kendikendini yiyip müdahale edememe hali. Korkunç birşey ya. Nasıl hışımla uyanıp yanıma dönüyorum kafasını kırmak geliyor içimden hala. Ama rüya bu işte. Ondan sonra uyuyabilene aşkolsun. Bakıyorum suratına şöle bi tane patlatsam falan. Tam 2 saat etkisinden kurtaramadım kendimi. Ne biçim iş bu yaa.

help

extrem | 16 May 2002 01:05

Hatırladığım kadarıyla herşey, üniversitede okurken kaldığım yurtta başladı.Başlayan ne mi?Rüyalar:( Korkunç,iğrenç,abuk subuk vede hiçbizaman doğru dürüst olmadılar. Mesela yurttayken sabah kalkar ve rüyanın ve uykunun aptallığı geçer geçmez ,arkadaşlara saldırıp anlatırdım rüyamı ve nedense dinleyicilerim hızla düşmeye başladı:) Sonrada bana deli muamelesi yapmaya başladılar.Allahımmmm ne kötü

SAbah uyandığınızda üzerinize sıçramış kan lekesi arayanınız varmı acaba.Ben deli değiiiliiiim.Sadece herkes gibi normal rüyalar görmek istiyorum,mesela güzel bi hatunla kırlarda koşmak,bi arkadaşınızı evlenirken görmek yada uzun süredir görmediğiniz arkadaşınızı görmek.Siz hiç Turgut Özalın kullandığı bi belediye otobüsünün altında ezilen insanlar gördünüzmü yada denizden fırlayıp asfaltta insan avlayan bi köpekbalığı,ağrı dağına elinizdeki küpü gömmek isterken karşınıza çıkan Hz.İsa yı,seri rüyalar arasında her gece aynı evin damının aynı köşesinden salak gibi defalarca düştünüzmü? Halim bu kadar kritik Freddy bana acırdı,bilmem kaç zaman oldu normal bi rüya görmeyeli.Ah şu kızılderililerin rüya avcısı bi işe yarasa…

Rüyalarımız

ser-hus | 14 May 2002 22:20

İnsan bir takım şeyleri bilinçaltına iterse bunları rüyasında görürmüş.(Lisede ki felsefecinin yalancısıyım)

Bazen insan rüyasında garip garip şeyler görür.

Mesela; 5-6 yaşlarındayken rüyamda sık sık kendimi balkondan aşağıya atardım. Tam yere çakılacam,uyanırdım.

Sonradan hoşuma gitmeye başladı bu rüya,rüyada resmen adrenalim yükseliyordu, yerede çakılmıyordum.Bol bol attım kendimi balkondan aşağıya…

Geçen akşam uyuyorum bir rüya gördüm,uyandım.Yattığım yatağın az ötesinde arkadaşları gördüm,biri bir bardak su getirdi,yüzümü yıkadım orada,onlara çok güzel bir rüya gördüğümü anlatmaya çalışırken yine uyandım…

Meğersem yine rüyadaymışım; rüyanın içersinde rüya görmüşüm…

Uyandığımda garip oldum,şöyle bir etrafıma baktım ve düşündüm

acaba uyandım mı? yine mi rüyadayım?

1-2 dakka geçtikten sonra uyandığımın farkına vardım.

Rüyanın içinde rüya gördüm.Varmı böyle benim gibi?

Ya da siz hiç rüyanızda balkondan aşağıya atlar mısınız:)?

şaşkın

futur | 02 May 2002 23:22

Akıl gün geçtükçe daha anlamsız ve işlevie yöneliklik bir yana bir mikrodalda fırın gibi geliyor.

İhtiyacın olmadan düşünceler, karmaşıklaşan hayaller, üretilen yeni bir hiç daha; rüya görmeye başlamamla birlikte, hayatımın boktan bir hal alışı aynı günlere rastladı. Günler karanlıklaştı, geceler renklendi. Kabus bile gördüm sayesinde, evet, anlamak kolay geliyordu birçok şeyi, birçok şeyle geçmişimi birleştirmek; bir karıncayla bir tuğla arasında dahi bir takım bağlantılar mevcut hale gelmişti. Ne istediğimi bilemiyordum ama yinede….. Belkide en az bilendim..

Oynamak istiyordum ama asla kaybetmek istemiyordum. Karıncalar, bir buğday başağı, sulanan çimenlerin kokusu, kadın kokusu, esen yelin kokusu ile anılarını bana verişini düşünüyorum şu günlerde, halim iyi değil…. Ama delirmek yok kurgumda, gelecekte yalnızlık da yok, tüm bunları beni seven ve sevmeyenlere borçluyum.. Tüm anlaşılırlıkları ile anlaşılmaz kıldığım dünyada ölmek en güzeli…. ölmek zamanı gelince… hapsolmadığım ama yine de inşa ettiğim hücremden bakmıyorum bu dünyaya, onun kaidesinin tam yanındayım. İnsan en büyük sorum, ve cevabına en yakın olduğum soruymuş. Tüm yapılanlar çok açık geliyor, belki de belirlenimci; ama heyecanımı yitiremem belirlenim tuzağıyla…. Heyecansız bir deli olamaması, bana delirme ihtimalinin yüksek olduğunu hissettiriyor. Ne dediklerini düşünüyorum, ben yarattım bu kurguyu sorumlusu benim, kızamam yaptıklarına…. Ben yeniden anladım bu güzel dünyayı.. Bir daha yarattım hiç bir referans göstermeden. Kaynak: benim o kadar…. Sormayın nerden bildiğimi, şaşırmayın bildiklerime; bana şaşırmaktan daha kolay şaşmalısınız, hücre birlikteliğinize…..

İstiklal Dr

knemo | 20 April 2002 01:45

Mulholland Drive filmini Alkazar Sinemasında gördüm. Rüya’yla birlikte seks sinemasıydı eskiden. Perdenin etrafında,

sahne çerçevesi süslemeler, süslemelere saklanmış canavar yüzleri, zamanın geçmesini, 10 dakika aranın bitmesini bekliyor. Film başladı. YKB’nin gençlik bankacılığı reklamını hatırladım. Sonra iyice sarmaladı. Sanki bir halüsinasyon maddesi. Schöndinger miydi o kedinin adı, zıplayıp duruyor kafamın etrafında.

Film bittiğince ağırlığı üzerime oturmuş, kambur yürüdüm İstiklal Çıkmazı’nda. Meydanın köşesine geldiğimde, 12.Cuma kaynıyordu. Bıyıkları yeni terlemişler, 12’den sonra iyi aile kızı olacak liseliler, alisin tavşanı gibi seke seke evlerine gidiyordu. yanar-dönercilerin ışıklarının altında (-16)bir kız içecek fiyatlarını sordu 600-1200-1000, 250 bin liraya bişey yok mu? Sanki o vampir kadın konuşuyordu titrek hecelerle. Sonra kızın peşine bir pıç takıldı, kız başka bir dükkana girdi. sonra yolun kenarında öyle kaldım. sonra şöyle dedim kendime: sen buradasın diye bunlar böyle. sen uyusan hiçbiri kalmaz. kötülük de olmaz. sen uzak kalırsan kötülüğe. uzaklaştım.

bir rüya

falanfilanfıstık | 01 April 2002 16:25

BİR RÜYA

Uzun zamandır buna benzer rüyalar görmeye başladım…

Bir yatakta yatıyorum şimdiye kadar hiç uyumadığım kadar iyi uyumuşum iyi uyumaktan ötürü vücudumun her tarafını keyifli bir uyuşukluk kaplamış bu uyuşukluk öyle birşey ki bende hareket edecek takat bile kalmamış.Annemin yeni değiştirdiği carsafların temizlik kokusu genzimi yakıyor.Ama henüz gün ışımamış her taraf karanlık köpek havlamaları duyuluyor arka sokaklardan… herşey son derece kurtarılmış ve huzur verici ama birden odama bir ışık geliyor.Yavaşca yüzüme örttüğüm yorganı kaldırıyor annem…Ama hiç bakmadığı gibi bakıyor sanki bana değil de bosluğa bakar gibi…Rehavetin sardığı vucudumla tepkisiz bir şekilde yatıyorum yatağımda hersey o kadar huzur verici ki umursamıyorum bile bu durumu birden annem aglamaya baslıyor,uzun uzun ve hüzünlü anlıyorum ki ölüyüm

Ve burada uyanıyorum…

19 SANİYE (ŞEY)—-(RÜYA ÜÇLEMESİ)

no_name | 18 March 2002 03:37

Genç adam aradıgı şirketi bulmuştu.Yeni bir şirket yeni bir heyecandıonun için birkez daha çantasını kontrol edip zile bastı.

Güzel bir sekreter açtı kapıyı:

– Buyurun ne istediniz?

– ‘Şey’ için gelmiştim ben Eee patronunuzla görüşecektim ben

– Buyurun şöyle oturun sizi biraz bekletecegim beyefendi şu an çok önemli bir toplantıdalar.

– Tabii sorun degil

Odada onunla birlikte iki kişi daha vardı. Adamlar karşılıklı oturmuşlardı aynen onunkine

benzer çantaları vardı.Birbirlerini tanımıyorlardı büyük ihtimalle ,birbirlerine bakmamaya çalışıyorlardı.

Acaba diye düşündü onlardamı aynı ‘şey’ için gelmişlerdi?

Neyse dedi heyecana gerek yok hem ben artık profesyonelim dedi içinden..

Çantasını yavaşça açtı.Çok sakin hareketlerle çıkardı çantasından susturuculu tabancasını.

Diger iki adam farketmediler onun bu harekatini.

Ne olursa olsun presibiydi öncelik herzaman için sekreterindi görmesini istemezdi neler olacagını

silahı sekretere dogrulttu.

Ortalık buz kesmişti sanki bir anda .Bir türlü kurtulamamıştı ilk kişi sendromundanda.

Önündeki evraklara bakmakta olan sekreterin tam kafasının üst tarafına giren mermiyi gögsüne

giren izledi.(4 saniye)

Adamlara dönüş (1 saniye)

1.ADAM

Silahın dogrultuldugu adam refleks bir hareketle elindeki çantayla yüzünü kapadığı anda peşpeşe

gelen üç mermi çantayı parçalayarak kafasına isabet eder.(3 saniye)

2.ADAM

Diger adam afallar çantasını açmaya çalışır,çanta elinden kayar,önünde ki sephayı genç adama dogru

af diler gibi fırlatır ,çok güçsüz bir atıştır bu.Kendini koltugun arkasına dogru atmaya çalışırken:

Zamanın kullanılmadıgı karşı tarafta aynı anda

Sepha genç adama ulaşamamıştır bile,acaba çantasında ne vardı der kendi kendine neyse tabancadan

çıkan ilk mermi koltugun arkasına dogru atlayan adamın bacak baldırına isabet eder ikincisi koltuğun

kol kısmına gelir(8 saniye)

Bir adım açı düzeltme(1 saniye)

Koltugun arkası net görünür adam kafasını kaldıramadan aralıksız iki kurşun biri kafasının arkasına

digeri sırtına isbet eder.(2 saniye)

Genç silahı çantasına koyar.Odalar hakikatten ses geçirmezmiş der.İçeri dekilerden ses soluk

çıkmamıştır.

Lucid Dream

oky | 11 March 2002 09:49

Birçoğumuz rüya görürken rüyada olduğumuzun farkına varmışızdır. Benim başıma da eskiden böyle bir olay gelmişti. Açıkcası çok zevkli bir şey. Ancak yine de insanın kendine tam hakim olabilmesi çok zor.

Geçenlerde bir sitede okumuştum (adresi hatırlamıyorum). Bazı yöntemler sayesinde her rüyada, rüya görüldüğünün farkına varmak mümkünmüş. Ve dolayısıyla rüyaya hakim olmak da. Bu benim çok ilgimi çekmişti. Aklımda kalan bir yöntemi yazayım sizlere:

Kendinize bir şarkı belirliyorsunuz. Sevdiğiniz bir şarkıyı tercih ederseniz iyi olur. İyice bu şarkıya odaklanıyorsunuz yaşantınızda. Ve her bu şarkıyı duyuşta kendinizi sorguya çekiyorsunuz. Şöyle ki, acaba rüyada mıyım yoksa gerçek hayatta mıyım diye kendinize soru soruyorsunuz. Ancak bunu hemen öyle geçiştirmeyin. Hep üsteleyin. Her şarkıyı duyuşunuz da rüyada olmadığınızdan emin olana kadar kendinize bu soruyu sorun ve cevabını etrafınızda olup bitenlerden anlamaya çalışın. İyice kendinizi sıkıştırın çünkü insan rüyadayken kendini gerçek hayatta zanneder bildiğiniz gibi. Bir-iki hafta bu şarkıyı artık iyice olayımızın içine soktuktan sonra, müzik setinizi/ walkmaninizi/ bilgisayarınızı bu belirlediğiniz şarkıyı uykunuzun en ağır olduğu vakitte çalacak şekilde ayarlıyorsunuz. Hemen etki göstermeyebilir ancak birkaç gün sonra rüyamızda bu şarkının çaldığını farkedeceksiniz ve doğal olarak kendinizi ‘kaliteli’ bir sorguya çekeceksiniz. Çevredeki ipuçlarından rüyada olduğunuzu anlayacaksınız.