bildirgec.org

rhona mitra hakkında tüm yazılar

The Life of David Gale (2003)

queennothing | 05 April 2011 10:21

İki defa Oscar’a aday gösterilen yönetmen Alan Parker‘in yönetmenliğini üstlendiği sinema filmi “The Life of David Gale“, 2003 senesinde vizyona girdi. Senaryosunu Charles Randolph’un yazdığı yapım, 50 Milyon Dolar gibi devasa bir bütçeyle Amerika ve İspanya’da çekildi. Filmde iki Oscar sahibi aktör Kevin Spacey, İngiliz aktris Kate Winslet, üç defa Oscar’a aday gösterilen aktris Laura Linney, Gabriel Mann, Rhona Mitra, Matt Craven, Leon Rippy ve Jim Beaver gibi isimler rol alıyor.

Bir üniversitede profesör olan David Gale, saygın ve güvenilir bir adamdır. Bütün dünya ülkelerinde idam cezasının yasaklanması gerektiğini savunan Gale, kaderin cilvesi, tecavüz suçuyla hapse atılır ve idam cezasına çarptırılır. Suç, masumiyet, ölüm ve yaşam olgularını inceleyen film, David Gale’nin yaşamı üzerinden etkileyici bir yaşam dersi veriyor.

Underworld: Rise of the Lycans (2009)

queennothing | 29 May 2009 14:35

2003 yılında vizyona giren “Underworld“un 2. filmi “Underworld: Evolution” (2006)’ın devam filmi olan “Underworld: Rise of the Lycans“, Fransız yönetmen Patrick Tatopoulos tarafından çekildi. İlk iki filmin tersine “Underworld: Rise of the Lycans“, hikayenin gerisine; ‘vampirleri günışığından korumak ve işlerini yapmak için ‘köle’ olarak çalıştırılan Lycanlar’ın, vampirlere nasıl savaş açtığını’ anlatıyor. Yani hikaye, Selene değil, Selene henüz doğmamışken, Viktor‘un uygarlığı ve Lycanlar‘la olan savaşını anlatıyor.

İnsan görünümlü kurtadamlar, yeni bir türün yaratıcısı olmuşlardı; ‘Lycanlar‘. Viktor’un yönetimindeki vampirleri günışığından koruyan ve her türlü işlerini gören sadık köleler olan Lycanlar, isyan bir yana, şikayet bile etmeden yaşamlarını sürmektedir.
Viktor’un en sadık kölesi olan Lucian, Viktor‘un biricik kızı Sonja‘ya aşıktır. Aşkına karşılık bulan Lucian, Sonja’nın vampir soyundan olması sebebiyle, aşklarının Viktor tarafından ‘imkansız’ kılınacağını biliyordur.

Doomsday – 2008

kadirgunay | 04 June 2008 09:00

Doomsday
Doomsday

Filmin ismini araştırdığınız zaman sürü ile sonuç çıkmaktadır. Kısaca ismi ile ilgili bilgi vermek gerekirse şöyle sıralayabilir;

  • Superman’ i öldüren yaratık
  • Power ve trash metal yapan fransız grubun adı
  • Normandiya çıkarmasının yapıldığı güne verilen isim v.b diye ilerler gider.

Fakat filmimizin yukarıdaki maddelerin hiç birisi ile ilgisi yoktur. 30 sene önce iskoçya’yı ele geçiren bir virüsü temizlemek adına kurulan karantina bölgeleri, dikilen duvarlar ve bu duvarların arkasında kalan insanlar… Film başladığı zaman bir zombi istilası muhabbeti olunca “yine mi?” sorusunu hemen soruyorsunuz fakat zaman ilerledikçe aslında içinde sadece zombi değil farklı çekimler ve sahneleri de görüyorsunuz.
Filmin bir bölümünde iskoçya’da duvarlar arkasında kalan insanların vahşileştiği ve insan eti yemeye başladıkları sahne yer alıyor. İşte bu bölüm seneler önce izlediğimiz Mad Max serisini hatırlatıyor. Kıyafetler, saçlar, makyajlar, arabalar v.b şeyler. Gelişmiş silah ve dövüş sahneleri ile süslenmiş film daha sonra tarihi çağlara geri dönercesine krallık, şato v.b durumların olduğu sahnelere giriyor. Burda da yine senaryoya göre tüm kıyafet ve makyajlar yerli yerinde.