Nathaniel Anthony Ayers, 22 Ocak 1951 tarihinde dünyaya gelen Amerikan asıllı siyahi bir müzisyendir. Küçük yaşta müziğe olan yeteneği, kendini belli edince ailesi O’nu bir müzik okuluna göndermek ister. Ancak, Nathaniel’in şizofrenik kişiliği yalnızca, içini tamamıyla dolduran müzik aşkı için dengede kalabilmekteydi ve genç adam ikinci sınıfta okulu bırakmak zorunda kaldı. Los Angeles sokaklarında yaşamaya başlayan Nathaniel, çaldığı enstrüman sayesinde kendini dinlerken, Beethoven’ın izinden gitmeyi amaç edinmiştir. Sokaklara, çöplere, insan hislerine ve belki de en önemlisi müzik aşık, kırılgan, yarı çocuk yarı adam olan Nathaniel Ayers, tesadüf eseri tanıştığı gazeteci Steve Lopez sayesinde aşık olduklarını başka bir boyuttan görmeyi öğrenecektir. Yeni bir enstrüman, yeni bir mekan ve yeni bir apartman dairesine kavuşan genç adam, kafasının içindeki sesler yüzünden denge kurmakta her geçen gün daha da zorlanmaktadır.
Los Angeles Times yazarı olan Lopez, Nathaniel’e var gücüyle yardım etmeye çalışırken, farketmeden O’nun kişiliğine de müdahalede bulunacaktır.
