bildirgec.org

Yönetmenlik kariyeri boyunca hep TV filmleri ve dizileri için kamerayı eline alan Adrian Shergold‘un yönetmenliğini yaptığı ilk sinema filmi “The Last Hangman” (nam-ı diğer ‘Pierrepoint’), 2005 senesinde gösterime girdi. 90 dakikalık film, Londra’da düzenlenen iki film festivalinde ödül alırken, BAFTA Ödülleri’nde de yoğun ilgiyle karşılandı. İki defa BAFTA’ya aday gösterilen İngiliz aktör Timothy Spall, İngiliz aktris Juliet Stevenson, 1968 doğumlu aktör Eddie Marsan, Cavan Clerkin, James Corden, Christopher Fulford, Bernard Kay, Tobias Menzies gibi isimler rol alıyor.

1905 senesinde dünyaya gelen İngiliz cellat Albert Pierrepoint, 1992 senesinde yaşamını yitirdi. İngiltere Tarihi’nde en fazla infaz uygulayan cellat olan Pierrepoint, 2. Dünya Savaşı’nda savaşmış Nazi askerleri de dahil olmak üzere toplam 608 kişinin ölüm cezasını yerine getirdi. Bir röportajında ölüm cezasına karşı olduğunu belirten Pierrepoint’in cellatlık kariyerini anlatan film, seyretmeye değer başarılı bir drama.

1979 doğumlu Şilili yönetmen Sebastian Silva‘nın yönetmenliğini yaptığı sinema filmi “La nana” (Hizmetçi), 2009 senesinde gösterime girdi. Latin Amerika, Meksika, Havana, Miami, Santa Cruz, Cartagena ve Sundance Film Festivalleri’nde beğeniyle karşılanan film, Altın Küre Film Festivali’nde En İyi Yabancı Film adayı oldu. 1968 doğumlu Catalina Saavedra, Claudia Celedon, Mariana Loyola ve Andrea Garcia-Huidobro’nun rol aldıkları yapım, başarılı bir karakter incelemesi. 25 senedir aynı yerde hizmetçilik yapan Raquel’in bastırdığı istek ve arzularıyla birlikte dişiliğini ele alan “La nana”, seyircisine seyretmeye değer bir 100 dakika sunuyor.

İtalyan yönetmen Luchino Visconti‘nin yönetmenliğini yaptığı sinema filmi “Lo Straniero” (Yabancı), 1967 senesinde (ülkemizde 1974) gösterime girdi. Fransız yazar Albert Camus’un “Yabancı” adlı romanından uyarlanan filmin senaryosu Suso Cecchi d’Amico, Emmanuel Roblès, Georges Conchon ve Visconti tarafından yazıldı. Filmde İtalyan aktör Marcello Mastroianni ve Danimarka doğumlu aktris Anna Karina rol alıyor. Büyük bir yazar ve düşünür olan Albert Camus’ta sıklıkla Dostoyevski ve Kafka etkisi görülür. “Yabancı” adlı eserinde karakterinin işlediği cinayeti bile sanki kendisi dışında gelişen bir olaymışçasına anlatan Camus, kitabıyla kimilerinin tepkisini çekerken, büyük bir kısmı da derinden etkilemektedir.

Kanada doğumlu yönetmen Mary Harron‘un yönetmenliğini yaptığı sinema filmi “American Psycho“, 2000 senesinde gösterime girdi. Bret Easton Ellis’in romanından uyarlanan filmde İngiltere doğumlu Oscar Ödüllü aktör Christian Bale, Amerikan aktör Justin Theroux, Josh Lucas, Chloë Sevigny, Reese Witherspoon, Jared Leto ve Bill Sage gibi isimler rol alıyor. 8 Milyon Dolar gibi bir bütçeyle Kanada ve Amerika’da çekilen yapım, birçok film festivalinde çeşitli ödüllere layık bulundu. New York, Wall Street’te babasının şirketinde müdür olan Patrick Bateman, saygın ve güvenilir bir adamdır. Sabah uyanınca sporunu yapıp, çeşit çeşit nemlendiricilerini sürünen genç adam, kendisini tanıyan (tanıdığını zanneden) herkesten dünyayı sarsacak bir sır saklamaktadır.

İki defa Oscar’a aday gösterilen yönetmen Alan Parker‘in yönetmenliğini üstlendiği sinema filmi “The Life of David Gale“, 2003 senesinde vizyona girdi. Senaryosunu Charles Randolph’un yazdığı yapım, 50 Milyon Dolar gibi devasa bir bütçeyle Amerika ve İspanya’da çekildi. Filmde iki Oscar sahibi aktör Kevin Spacey, İngiliz aktris Kate Winslet, üç defa Oscar’a aday gösterilen aktris Laura Linney, Gabriel Mann, Rhona Mitra, Matt Craven, Leon Rippy ve Jim Beaver gibi isimler rol alıyor.

Bir üniversitede profesör olan David Gale, saygın ve güvenilir bir adamdır. Bütün dünya ülkelerinde idam cezasının yasaklanması gerektiğini savunan Gale, kaderin cilvesi, tecavüz suçuyla hapse atılır ve idam cezasına çarptırılır. Suç, masumiyet, ölüm ve yaşam olgularını inceleyen film, David Gale’nin yaşamı üzerinden etkileyici bir yaşam dersi veriyor.

1905 senesinde İngiltere’de dünyaya gelen usta yönetmen Michael Powell‘in yönetmenliğini üstlendiği sinema filmi “Peeping Tom“, 1960 senesinde vizyona girdi. 135.000 Pound gibi bir bütçeyle tamamlanan filmde Alman aktör Karlheinz Böhm, İngiliz aktris Anna Massey, 2006 senesinde hayatını kaybeden aktris Moira Shearer, Michael Goodliffe, Maxine Audley, Brenda Bruce ve Miles Malleson rol alıyor.

Sinema Tarihi’nde önemli bir yere sahip olan Andrei Tarkovsky, 1932 ile 1986 tarihleri arasında yaşamış özgün ve yaratıcı bir yönetmendir. 1951 senesinde dünyaya gelen Aleksandr Sokurov da Tarkovsky’nin yancısı olarak bilinen ve en az Tarkovsky kadar özgün olan bir isim.Kokurov’un 1997 senesinde çektiği sinema filmi “Mat i syn” (Mother and Son), yönetmenin başarısının kanıtı. Senaryosu Yuri Arabov ile Sokurov tarafından yazılan ve Türkçe’ye ‘Ana ve Oğul’ olarak çevrilen yapım, bir anne ile oğlun birlikte geçirdikleri son günü konu ediniyor. Psikanalizin babası olarak bilinen Sigmund Freud‘un dediği gibi, bir erkeğin hayatına giren ilk kadının annesi veya annesi konumundaki kadın olduğu gerçeği, filmde de görülmekte.
Son gününü yaşayan hasta annesine bakan oğlun montonunu bozmaması ve sakin atmosferiyle dikkat çeken yapım, izlemeye değer başarılı bir eser.

Türk Edebiyatı’na çok önemli katkılarda bulunan Nahid Sırrı Örik‘in eserinden uyarlanan (eser hakkında yazılmış bir tez, Bilkent Üniv.) sinema filmi “Kıskanmak“, Türk Sineması’nın özgün yönetmenlerinden Zeki Demirkubuz tarafından çekildi. Dostoyevski, Albert Camus gibi yazarların eserlerini uyarlamasıyla bilinen Demirkubuz’un 2009 senesinde çektiği filmde Serhat Tutumluer, Berrak Tüzünataç, Nergis Öztürk, Hatice Aslan, Serdar Orçin, Bora Cengiz, Hasibe Eren ve Münire Apaydın gibi isimler rol alıyor.

Cumhuriyet’in ilk yıllarında, Zonguldak’ta geçen hikayemiz, filmdeki esas karakterlerin birbirleriyle ilk etkileşimi yaşadıkları yerde; bir baloda başlıyor. Halit’in, karısı Mükerrem’i; Mükerrem’in ise sevgilisi Nüzhet’i kıskanmasını anlatan filmin ana teması (Mükerrem ile Seniha arasındaki) ‘kadın kıskançlığı’dır.

Finlandiyalı yönetmen Aki Kaurismaki‘nin İşçi Sınıfı Üçlemesi adını verdiği seri, 1986 çıkışlı “Varjoja paratiisissa” ile başlayıp, 1988 çıkışlı “Ariel” ile devam etti. Seri, 1990 çıkışlı “Tulitikkutehtaan tyttö” ile tamamlandı.

İzmirli yönetmen Semih Kaplanoğlu, Türk Sineması’nın değerli isimlerinden biiridir. Özellikle Yusuf Üçlemesi ile (Yumurta, Süt, Bal) hem ülkemizde, hem dünya ülkelerinde adını duyuran Kaplanoğlu, 60 Uluslararası Berlin Film Festivali’nde Altın Ayı Ödülü’ne layık görüldü. Yönetmenin ünlü Yusuf Üçlemesi’nin son filmi olan “Bal“, 2010 senesinde vizyona girdi. 1979 doğumlu aktris Tülin Özen ile Erdal Beşikçioğlu‘nun başrollerini paylaştıkları filmde Bora Altaş da rol alıyor.

Sakin ve kendi halinde bir çocuk olan Yusuf, ilkokula henüz başlamıştır. Karakovan balcılığı yapan babası Yakup ve annesi Zehra ile mutlu bir yaşam sürdüren küçük Yusuf, bir gece, belki de bütün hayatını etkileyecek ve sorularına cevap olacak bir rüya görür. Rüyasını babasına anlatan Yusuf, kısa bir zaman içinde işi gereği uzaklara gitmesi gereken babasından sonra içine kapanır ve hiç konuşmaz. Baba Yakup’un yolunu gözleyen Zehra ile Yusuf, biçare vaziyette, bir rüyayı yaşamaktadırlar.