Her şeyden öte bir sabah,gebe doğar güneş geceye
ve sonları – sonsuz olur,,gözlerinde çocukların hayat.
Bağları kör olmuş gözlerinin, bir damla suda açlık,
kan olmuş,ölüm olmuş,alacak son nefes olmuş,
uyanırken emanet bırakmış düşlerini papatya sarısına
ve sevgilerde karanlık bedenine doğan nurdan ışık
aydınlatmış gözlerinin ferini,,baktı ziyan olmuştu
sevapları günahlarının denizinde.
Nereye gittiği bilinmez akıntı sürüklese zamanı
doğum günlerine vura – vura yine saat’ler saniyelere
muhtaç kalırmış.Dursada cama vuran nefesinin buğusu
çığlık çığlığa başlayacak,,doğumlarla hayatın bir başlangıcı
daha gün tan – yeli olunca,,bakarsın.
Omuzlarda taşınan yük olur,bir roman daha – sunulan
hediyedir kara toprağa sayfa sayfa kum tağnesi gibi..
Renklerin içinde bahar meltemi dolaşırken saçlarında
ılık,,işte o an anlamışsındır yaşadığını acı çekmeden
de olsa;
Dağlar bürünce gövdesini beyaza,kara bulutlar ufkuna
hediye konur,istemese de kuşlar bunu, kanatları her
gece siyah yollarda görünmeyen sessiz haykırışlarıyla
yıldızların arasına karışır,,bakarsın.
Gölgesinin içinde soğuk rüzgarla savrulur canlar,
intaharların isyanıyla önü alınmaz kıyamet ateşi,
korkulara bürünür Şeytan’ın Cin’lerin gözleri, balçığın
içinde boğulurken o gün vahşi hayvanlar ve insanlar
çözümlenmemiş cinayetler hesap verir ”Yaratılmışa”.