Oyuncaklaştırdım iki kişilik kaderimi.
Çay ve sigara dumanından fallara yordum.
Pişmanlık…
Zaman kaybı…
Varsan yokum demeler…
Cümlelerim tamamlanmayacak kadar uzak, yorucu.
Noktasını, virgülünü koymaktan korkan ben…
Korkak ben..

Sorarsın ya kendine “neden”?
Kabullenemeyecek hissedersin…
Bilinmeyenden gelen güzel cümleler için ter dökersin.
Geri çeviremezsin.
Poh poh delisi ruhun kelimelerin aşüftesidir artık…
Zincirleme isim tamlaması kadar sapkındır ruhun..
İçinden ardı arkası kesilmeyen isimler geçer..
Ayten, Feriha, Şermin ne fark eder.
Halbuki
İçim senin “için” çürük.
“Kaldır, at” demeden ben daha,
Sevişmeden toplamak lazım pili-pırtı,
Saklanmak gerek sıradaki bahara…
İçimdeki buğulu sese platonik,
Tropik heveslere bu beden kan-kemik.
“Bir ünite ask lazım” der anonstaki ses,
Trafik var gelemem,
Mazeret hepsi bunların!
Aslında
Seni o kadar yakından sevemem..