bildirgec.org

öyle işte hakkında tüm yazılar

turp tarihi

| 22 November 2006 15:24

nerval rimbaud baudelaire para toplayıp aralarında şeker portakalı almışlar sonra şarap yapmışlar şeker portakalından sonra gitmişler veronica yı ziyarete tabi yol uzun ta umrandan uygarlığa arada var 150 000 fersah demişler piedra ırmağının kenarında dinlenelim biraz sonra ne mi olmuş ağaca tüneyen baron italo calvino yu görmüşler onlara demişti veronica intahar etmiş hepsi başlamışlar ağlamaya piedra ırmağının kıyısında o gece çok uzun sürmüş güneş çok geç uyanmış bizim amcalar demişler arayalım william blake i bir taksi tutup alsın bizi burdan birde ne gelsin başlarına havadan bir ses duymuşlar paraşütle inen milen kundera nın sesi bu var olmanın dayanılmaz hafifliği içerisinde inerken ırmağa doğru bağırıyormuş durmadan yaşam başka yerde diye bizimkiler unutmuşlar blake i koyulmuşlar yola 3 yol çıkmış karşılarına hepsi farklı yollara ilerlemiş nereye gittiklerini bilmiyorum ama kundera yı en son ahu tuğba izlerken gördüm blake te bir şirkette orta kademe yönetici olmuş gökten 3 şişe şarap düşer 1 bana diğeride bana 3. süde yere düşüp kırılır…(turp mideye iyidir,bağırsaklara iyidir fazlası zarardır tuzlayarak ve limonlayarak ince dilimlenmiş olarak yenmesi tavsiye edilir..)

muhabbet kuşu ve sümüklü böcek…

| 19 November 2006 16:20

bir ağacın altında oturup düşündüğüm günlerden birinde yan tarafta bulunan bir sümüklü böcek ilgimi çekti ve birden çok kötü bir şey yaptım ve sigaramın külünü üzerine döktüm o anda sümüklü böyeceğin erimeye başladığını gördüm ve çok üzüldüm çünkü bir sümüklü böcek hayatı boyunca sigara içemeyecekti sonra ayağa kalktım ve hüzünümle sümüklü böceği düşünerek yürürken birden bir düşünce geldi aklıma ve çok mutlu oldum fikir şuydu sigarayı içerken ağzıma külü girmiyorduki sadece filitresi deyiyordu yani bir sümüklü böcekte sigara içebilirdi tüm sevincimle karşıma çıkan ilk tanıdığım kişiye sümüklü böcek aslında sigara içebilir dedim anlamsız anlamsız bana baktı bende içimdeki sevinç bitmeden bir petshop a gidip sümüklü böcek satıp satmadıklarını sordum adam satmadıklarını söyledi ama isterse getirebileceklerinden bahsetti bende onun yerine bir muhabbet kuşu aldım ona alkol içmesini öğrettim şuan muhabbet kuşumla içki içip muhabbet ediyoruz ama onun yanında sigara içemiyorum çünkü rahatsız oluyor hayvan neyse sıkıldım yazmaktan…

kant a göre erkek nedir…

| 18 November 2006 16:48

kant a sorarlar erkek nedir
kant cevap verir erkek bir sümüklü böcektir..
kant a tekrar sorarlar peki kadın nedir
o da derki kadınlarda dişi sümüklü böcektir..

hayatın anlamsal bütünlüğü üzerine….

| 17 November 2006 15:24

zaman mekan dan oluşuyor herşey ve biz denilen şeyide bu zaman ve mekan kavramları var ediyor böyle bir giriş yapmam aslında bahsedeceğim şeyle alakasız neyse meaning of life diye bir filmi var monty pyton un yanlış yazmış olabilirim çünkü pek sevmiyorum google kullanmayı tamamen tembelleştiriyor beynimi eğer bu ülkede yaşadıysanız buraya aitseniz bir şeylerden sıyrılmanız veyahut tamamen nesnel bakabilmeniz güç diye düşünüyorum vede buna istinaden hepinizi seviyorum ben ama küfür edildiğinde garip karşılıyorum zaten kelimeler önünüzde onları yanyana koyup bir şeyler yazabilecekken neden küfürlere baş vuruluyorki benim yaşadığım yer gençliğimin geçtiği yer bir varoştu ve delikanlı olmanız gerekiyordu ve iyi küfür edebilmeniz şöyle bir şey adam veya kadın kendiyle barışık değildir ve güçsüzlüğünü karşındakini aşağılayarak bastırır zaten öyle değilmidir genelde tepkiselliğimiz ve yahut karaktermiz bastırılmış bir şeylerin yansıması olmuyor mu bi zatihi toplum belirlemiyor mu bizi tabi bizi biz yapan şeylerde mevcuttur ama bundan ziyade birer noktadan öteye geçemiyoruz kafka şöyle demişti insanın yeryüzünde kapladığı alanın ayaklarının bastığı yer kadar olduğunu anlaması ne müthiş şimdi bunları yazdıktan sonra kendime hafif bir gülümsemeyle gülüyorum çünkü yüksek sesle konuşup hiç bir şey anlatmamaya çalışsamda bir şeyler anlatabiliyorsam ne üzücü benim için size bir örnek vererek yazımı bitireceğim bilirsiniz ülkemizde el şakaları mevcuttur mesela bir erkek diğer erkeğin poposunu eller e.t.c mesela ellenen erkek bu durumda müşkül duruma düşer ama aynı şeyi amerikada yaptığınızda elleyen erkek muşkil duruma düşer heterosexuelliğinden şüphe duyulur vel hasılı kelam fitter happier more productive not drinking too much gibi bu arada aşırı alkol kullananlara havuç suyu tavsiye olunur sağlıcakla kalın…

otobüsteki sanatsal muhabbet…

| 09 November 2006 16:35

otobüste binmiştim eve varmak için yan tarafımda oturmakta olan üniversiteli bir çiftin konuşmalarına şahit oldum ve ilgincime gitti paylaşmak istedim sizlerle
K-ya ben keman çalıyorum ama çok iyi değil…
E-bende ney çalıyorum çok seviyorum ney in sesini baka bir entstürman a gerek duymadan dinleyebiliyorsun
K- aaa ne kadar güzel…
E-ya biliyormusun murat kekillinin son albümü çıkmış dinledin mi..
K-hayır dinlemedim
E-ben çok seviyorum murat kekilliyi kendisi pekte çıkmıyor televizyona türkiyedeki en iyi sanatçı bence muzikleri ve sesi harika..
K- evet haklısın
tam olarak aktarmış olamayabilirim ama kelimeleri değişik vurgularla söylüyorlardı yaw efet napios gibi kelimeler kullanan şahıslar gibi..

yeni bir şeyler yazmadıkça okunmuyor…

| 15 October 2006 13:33

şimdi burda kısa bir zamandır bulunuyorum ve femme fatal yazım çok eleştirisel olmasına rağmen hiç bir kadın bir laf dalaşına girmedi sonra aklımı kaybettim hükümsüzdür dedim kimse bir yorum yapmadı sonra bir şiir yazdım kimse bir şey demedi ya benimle kimse uğraşmak istemiyor yada pek önemsenmiyor neyse ben bu siteye birileriyle kavga etmek için girdim laf dalaşı işin eğlenceli kısmı o gerçi artık vazcaydım çünkü zati bir kaç insan var burda okuyan yazan onlarıda kendi hallerine bırakalım şimdi editörlere ne desem ne yazdıysam yayınladılar teşekkür ederim ama yazdıklarımın topluma hiç bir faydası yok (zaten yazar değilim) kelimeleri yan yana koyup bir şeyler oluşturuyorum neyse yine sıkıntıdan bir sürü bir şey yazdım ama üşeniyorumda okumaya umarım kimseyi üzmemişimdir üzdüysemde hiç umrumda değil ama şunu unutmadan yazıyorum en ilkel kabilelerde bile delilere saygı gösterirler dimi sayın kendim.. evet…

aklımı kaybettim hükümsüzdür

| 07 October 2006 12:14

aklını kaybetmek bir lükstür zengin işidir işiniz gücünüz yoksa hergün 12 saat boyunca iş yerinde yoruluyorsanız sadece uyumaya vaktiniz varsa benim gibi böyle gereksiz meseleler üzerine yazı yazıp veyahut bu yazıyı okuma gibi bir istek duymassınız beri yandan internette sürf yapacağınıza bir pazar günü öğleye kadar uyur sonra hangi arkadaşla görüşebilirim diye düşünürsünüz veyahut duş mu alsam kitap mı okusam diye eğer birde sevgiliniz varsa işer daha da içler acısı her gün işten sonra görüşüp onu dinlersiniz işte ne yaptığı hakkında hergün rutinleşir ve bir gün kemal sunal filmlerinden de hatırlayabileceğimiz gibi karıştırabiliriz aklımızı ama bu biraz garip oldu çok çalışan insanların aklını kaybetmesinden bahsetmiş oldum sanırım ben ne yapıp edip aklımı kaybetmeliyim yoksa gerçekten kaybolacak kendi…