bildirgec.org

öyle işte hakkında tüm yazılar

Matyus yatağından kalktı…

| 04 March 2007 20:33

Yatağından kalkıp odasının kapısını açtı sağ eliyle, sol elinde de bira duruyordu; onun için tuvalete gitmek pek sorun değildi çünkü hemen odasının karşısındaydı. Kapıyı açtı ve tuvalete yöneldi, bira şişesini tuvaletin hemen yanında bulunan çamaşır makinasının üzerine bıraktı. Çamaşır makinasının yeri çok önemliydi onun hayatında, çamaşır makinasını masa gibi kullanıyordu; üzerinde kalem, gazete parçaları, çöp torbası ve aylar once bitmiş bir çamaşır tozu paketi vardı.

Matyus tuvalette sıvısını boşalttıktan sonra ellerin yıkamadan çıktı ve makinenin üzerindeki şişeyi alıp odasına geçti geçerken ışığa tutarak bira şişesini içinde ne kadar kaldığını ölçtü; biranın yarısı bitmişti en azından 10 dakka geçmiş olmalı diye düşündü ve yatağına uzandı tekrar. Shostakovich çalıyordu hala Russian waltz çok sevdiği bir eserdi; matyus zaten Mozart hariç hemen hemen bütün klasik müzik sanatçılarını beğenirdi. Üniversite yıllarında mendelson eşliğinde ev arkadaşıyla saatlerce satranç oynarlardı karanlıkta. Bir müddet sonra olayları, sohbetleri kafasında hamleler şeklinde çözümlemeye başlamıştı; bir yandan kafasında satranç oynuyor bir yandan da karşısındakiyle konuşuyordu.

Zimetli zukur..

| 18 January 2007 13:33

Zulumattan neşreden bir zokak
Zivekar ve zimetli zukur
Zihnimde bir zihayat
Zevalpezir zerreşikaf…

Müzik üstüne bir dialog…

| 15 January 2007 18:12

İki arkadaş arasında geçen bir dialog..

M-Kardeş ben bu grubu yeni keşfettim süper yaaa…
Ö– ben biliyorum zaten harikalar
M harfli arkadaş mutfağa gider; bir şeyler almaya; bu arada Ö harfli arkadaşımız gidip bilgisayara bakar çaktırmadan grubun adı ne diye. Sonra M gelir odaya..
Ö– abi var ya ben bu unknown artistin en çok track albümünü seviyorum…

Dini bilmece…

| 09 January 2007 19:28

Namaz namaz, o; namaz
Onu kimse kılamaz.
Etten mescit, su kıble
Bunu kimse bilemez…

Ateş isteme muhabbeti…

| 26 December 2006 17:36

yolda yürürken tanık olduğum bir dialog…

K-pardon beyfendi ateşinizi alabilirmiyim..

E-hanım efendi benim ateşim sizi yakmaya yetmez…

Homo absurdus

| 23 December 2006 15:52

bir primat tanımıştım yıllar önce kendisi vermiş olduğu bilimsel bir konferansta evrim teorisine açıklık getirmiş ve konuşmasının sonunda bereket duası yapıp konuşmasını bitirmişti bu konuşmayı dinleyen yüzlerce dinleyici hep bir ağızdan amin deyip matyus amcanın shoes and socks restorantına balık çorbası içmeye gitmişlerdi orda ortaya çıkan bir yanlışlık herkesin kelimenin tam anlamıyla şaşkına dönmesini sağlamadıysa da bir dahaki sefere jartiyersiz çorap giymeyen erkeklerin oluşturduğu bir jazz konserine katılan dinleyicilerin arasında olmayacaklarını belirtip artık woody allen filmi izlemek yerine kemal sunal filmi izleyeceklerini söylediler…

bir noktadan sonsuz doğru geçer…

| 20 December 2006 18:45

iki noktadan sadece bir doğru geçer üç noktadanda 3 doğru geçer 4 noktadanda 6 doğru geçer demek istediğim tek noktadan sonsuz doğru geçer yani bunu şu şekilde de anlatabilirim bir adamın bir sürü düşüncesi vardır sonsuz düşünce iki kişinin tek bir düşüncesi olabilir ortak 3 kişinin 3 düşüncesi olabilir ortak 4 kişinin 6 ortak düşüncesi olabilir yani bir konuda küçücük bile olsa bir zuhurda bulunmak istiyorsak bu nokta doğru geçme mevzusunu aklımızda bulundurmalıyız…
Not:bu yazı latife içermektedir…

Takunyacı halit paşa…

| 19 December 2006 23:08

sanatsal bir muhabbet esnasında muhabbet konu takunyacı halit paşaya geldi ordan bir arkadaş şöyle bir olay anlattı bir zamanlar çok eski zamanlar bir adam varmış ayakkabıcı bununda bir oğlu varmış halit diye adam ayakkabı satarak kazandığı paralarla çocuğunu medreseye yollamış bu çocuk medresede bir gün abdest almak için gusulhaneden çıkarken takunyalarından birinin ipi kopmuş ve hemen orda takunyayı tamir etmeye koyulmuş kendisinin babasının ayakkabıcı olduğunu bilen talebeler buna gülüp takunyacı demişler ve ondan sonra bizim halit in adı takunyacı halit olmuş sonra kendisi ilim yoluna baş koyarak paşalığa yükselmiş arkadaş bu şekilde olayı anlattıktan sonra bu hikayeyi bilmeyen varmıydı diye sordu ben biliyorum dedim zaten yıllardır hep böyle hikayeler dinliyordum…

Balkonda

| 03 December 2006 13:33

Asıyorum çamaşırları askıya
Askıda kalan her şeyi unutarak
Kapatıyorum dolabı içinde çamaşırlar
Bir hafta sonra açıyorum dolabı
İçeride bir sürü çiçek
Getiriyorum o çiçekleri sana
Bir kiraz sepetinin içinde
Sen bakıyorsun yüzüme
Görmüyorsun çiçekleri
Kızıyorsun bana sepet boş diye
Ben gösteriyorum çiçekleri
Kiraz kokan çiçekleri
Sen diyorsun sepet ıslak
Ne çiçek var ne kiraz
Sonra bir korna sesi uzaktan
Başım dönüyor sola
Bakıyorum sonra sana
Sen gitmişsin elimde kalmış sepet
Sepeti bıraktım yere
Gittim bir yıl sonra bakmaya
Birde ne göreyim bir kiraz ağacı
Kopardım kirazları
Getirdim sana
Sen elinde bir çocuk baktın bana
Ben çocuğa baktım sen bana
Şimdi bakıyorum o resime
Bir kiraz ağacı bizim balkonda
Ellerimde çamaşır
Bir çocuk var top oynuyor uzakta
Ve bir kız elinde sepet topluyor çiçek
Kızmayın bana çamaşırlar ıslak hala
Islanıyor kağıdım
Ayaklarım üşüdü içeri gireyim
Bakayım bir aynaya
Ayna çok kirli demek ondan her şey
Tekrar çıkarsam balkona
Çıkacağım sizsiz
Ve döneceğim bensiz…