bildirgec.org

oscar adayı hakkında tüm yazılar

Corpse Bride

queennothing | 23 December 2008 13:50

Aşk, fedakarlık, masumiyet, sevgi, ölüm ve ölümsüzlük, Victoria Dönemi‘nden eşsiz piyano notalarıyla günümüze kadar; hem de ‘animasyon‘ olarak sunuluyor. Arkasındaki isimler Mike Johnson ve tabi ki Tim Burton.
Carlos Grangel ve Burton’ın ortak yarattığı karakterlerle bütünleşen John August, Caroline Thompson ve Pamela Pettler’in senaryosu, başarılı ‘cast’ (cast, ‘oyuncuyla rolün tamamen bütünleşebilmesi’ anlamında) seçimiyle 2005 yılında vizyona giren animasyon filmi “Corpse Bride”, 2006 yılında gerçekleşen Oscar Ödül Töreni’nde ‘yılın en iyi animasyon filmi’ dalında Oscar adayı oldu. (Oscar’ı kazanan film “Wallace & Gromit in The Curse of the Were-Rabbit” oldu.)

Aileleri tarafından evlenmeleri kararlaştırılan masum ve iyi niyetli Victoria ile özgüven problemleri olan saf Victor, tanıştıktan sonra birbirlerinden etkilenirler.
Aileler düğün hazırlıklarına başlayınca Victor da ‘evlilik yemini konuşması’ için kendini hazırlamaktadır.

Üç Maymun Oscar’a aday

JaAaa | 25 September 2008 12:31

61. Cannes Film Festivali’nde 3 Maymun ile en iyi yönetmen ödülünü alarak ‘yalnız ve güzel ülkesini’ grurlandıran Nuri Bilge Ceylan, aynı film ile şimdi de 81. Akademi Ödülleri’nde Türkiye’yi temsil edecek.Film hakkında bilgiye buradan ve şuradan ulaşabilirsiniz.KaynakFilmin başrollerini Yavuz Bingöl ve Hatice Aslan paylaşıyorlar.

Christopher Nolan ve Bir Kahramanın Gerçekliği

ashg | 14 August 2008 10:06

Chistopher Nolan, Hollywood’un belki de en iyi Avrupalı transferlerinden biri. Yönetmeni bu kadar özel bir sinemacı kılan özelliği ise, her kesin gün yüzüne çıkarmaya korktuğu eksik ve karanlık tarafın üzerine bile bile korkmadan gidişi.

Nolan iş başında
Nolan iş başında

Nolan’ın tek bir sinema kariyeri var. Ama asıl başarısı izlediği çift şeritli bir yolun her iki şeridini de oldukça verimli kullanmasından geçiyor. Birinci şerit küçük kardeşi Jonathan Nolan ile imza attığı bağımsız filmlerin bulunduğu şerit. Diğer şerit ise büyük Hollywood stüdyolarında gerçekleştirilen büyük bütçeli dev yapımlar. “The Following” (Takip) on sene önce adı sanı duyulmamış yönetmenin ilk önemli çıkışı olarak kabul edilebilir. Nolan bu filmde ilk tematik dertlerinin de sinyallerini verdi. Filmin ana karakteri genç bir yazar (Jeremy Theobald) hem yaşadığı metropol yalnızlığı ile başa çıkmaya çalışıyor hem de karanlık yönünü gün yüzüne çıkarmaya çalışıyordu. Bu iki tema bir femme fatale ile tamamlanınca sürükleyici bir kara film ortaya çıkıyordu. Tamamı siyah beyaz olan bu bağımsız film İngiltere içindeki başarısını kısa bir süre Britanya sınırları dışına taşıdı. “The Following” Rotterdam film festivalinde Altın Kaplan ödülüne değer görüldü. Bu büyük başarıdan sonra dikkatleri üzerine çeken Nolan (Kardeşler) adlarını tüm dünyaya duyuran asıl proje üzerinde çalışmaktaydılar: “Memento”! Jonathon Nolan’ın kısa hikayesi “Memento Mori” den esinlenerek yazdıkları senaryo ile bir anlatı sanatı olan sinemaya yeni bir soluk getirdi. Zamanı esneten kurgu anlayışı, insan hafızasını farklı bir biçimde yorumlamaları, modern bir klasik olarak kabul edilen kült film “Memento”yu ortaya çıkardı. Nolan, “Memento” da ana karakteri Leonard’ın (Guy Pearce) hafızasını iki ayrı film “strip”e ayırıp birini filmin sonundan diğerini ise filmin başından başlatıyordu. Bu yenilikçi yaklaşım filmin ana motifi olan eksik-kırık zaman duygusunu ve “Memento”nun ana atmosferini başarılı bir şekilde perdeye taşıyordu. “Memento” Nolan Kardeşlere Oscar’da en iyi senaryo dalında adaylık getirdi. “Memento”yu ”Insomnia” izledi. Başrollerini Al Pacino ve Robin Williams paylaştığı ”Insomnia” Nolan’ın kariyeri için “yeni ilkler”in filmiydi. Yönetmen ilk defa Hollywood’un deneyimli isimlerini yönetiyor ve ilk defa bir yeniden yapım (re-make) gerçekleştiriyordu. 2005 yılına gelindiğinde genç yönetmene Hollywood’dan büyük bir teklif geldi: “Batman Begins” (Batman Başlıyor) Nolan, “Batman Begins”i karanlığın içinden tekrar doğurdu ve bu kez Christian Bale’in canlandırdığı Batman’in üzerine üzerine gitti. Batman’i yalnızca çizgi roman sayfalarından beyazperdeye geçen bir süper kahraman olarak yaklaşmadı. Karakterinin geçmişini kurcalayan Nolan, Batman’i derinleştirdi ve inandırcı bir karakter olmasını sağladı. “Batman Başlıyor” yerine filme başka bir başlık aransa bu başlık “Batman Nasıl Doğdu ?” olabilirdi. Batman’i “Batman” yapan sadece kara pelerini ve uzun kulaklı şapkası değildi. Neden yarasa figürünü seçmişti, Gotham’da neden geceler hep uzundu? Nolan birer birer bu soruları yanıtladı ve karşımıza Christian Bale’in de belirttiği gibi gülünç olmaktan kurtulmuş bir Batman’i karşımıza çıkardı.

Half Nelson

curseof26 | 22 April 2008 02:06

Bir tarih öğretmeni düşün. Ayyaş, müptela, yapayalnız, büyüyemeyen ve giderek eskiyen ama gerçek bir muhalif, idealist.

Ryan Gosling, Dan Dunne karakteri ile hayal edebildiğimizden (benim edebildiğimden) daha iyisini canlandırıyor.

Sistemin bir kenara ittiği siyahi, azınlık yada kenara itilmiş diğer öğrencilerin oluşturduğu sınıfına Diyalektiği anlatıyor. Tarihi sorguluyor. Ve bunu çok sıcak bir dille yapıyor.