Müslüm Gürses, nam-ı diğer baba;
1953 yılında Şanlıurfa’da doğdu. İnsanı duygu sellerine kaptıran sesini ve yorumunu babasından almış usta sanatçı. Babası şarkıcı değil yoksul bir rençbermiş ama kendi çapında tarlada söylediği türküler nam salmaktaymış köylerinde. Geçim sıkıntısı zormuş o dönemlerde, ailece Adana’ya göç etmişler. Babası bazen gizli gizli düğünlerde bağlama çalarmış, gizli çünkü o dönemlerde şarkıcılığa pekte sıcak bakmazlarmış. Fakat Müslüm içindeki o müzik aşkını gizlemez, gizleyemezmiş. Gürses hayatı boyunca hep acılarla karşılaşmıştır, belkide bu yüzdendirki okuduğu her şarkıyı insanların beynine kazımış, yaşadığı duyguları şarkılarıyla bizlerede yaşatmıştır. İlk olarak annesini kaybeden Müslüm, ikinci olarakta kardeş acısını yaşamıştır. Artık iyiden iyiye içine kapanık bir genç oluvermiştir. Terzi çıraklığıyla işe başlayan Müslüm’ün asıl hedefinde şarkıcılık yatmaktadır.
İçinde yaşadığı acıları, şarkılar mırıldanarak yenmeye çalışan Müslüm’ün şans nihayet yüzüne gülmüştür. Adana’da bir çay bahçesinde ses yarışması düzenlenir. Arkadaşlarının katıl ısrarlarına rağmen babası karşı çıkar, hatta bir gece sırf yarışmaya katılmasın diye saçlarını keser oğlunun uyurken. Ama Müslüm kafasına koymuştur bir kere. Soluğu berberde alır, saçını üç numaraya vurdurup, koşar bit pazarına elbiselerinide aldıktan sonra hemen gider yarışmaya, tabii birinci olmuştur Müslüm. Bir süre bu çay bahçesinde sahne alan sanatçı Gürses soyadınıda burada almıştır.
Daha sonra işler yolunda gitmemiş ve eski işi olan terziliğe tekrar geçmiştir, fakat günlerden birgün Türk filmlerini aratmayacak bir olay olmuştur. Gazinoda çalışan arkadaşı hastalanmış ve onun yerine geçmiştir bir günlüğüne, işte o gün onun dönüm noktası olmuş. Çok beğenilen Müslüm Gürses artık sahnelerdedir. İlk ve önemli çıkışını 1969′ da çıkardığı 45’lik plakta yer alan; Sevda yüklü kervanlar, Fark etmez artık adlı şarkıları dillerdedir artık. Askerlik borcunu tamamlamak için ara verdiği müziğe, tekrar geri döner. 1978-79 yıllarında zirveye adım adım yürürken, korkunç bir kaza geçirir, konser sonrası dönüşünde geçirdiği trafik kazasında alın kemiği un ufak olan sanatçının, artık koku alma duyusunun yanı sıra işitme duyusununda %50’sini kaybetmiştir. Bütün bu olumsuzluklara göğüs geren Müslüm Gürses “Özür diliyorum senden”, “İsyankar”, “Ben insan değil miyim” albümleriyle artık gönüllere taht kurmuştur.
Özelliklede varoşların ve ezilmişlerin baş tacıdır artık. Hayat arkadaşınıda bulmuştur, o yılların en ünlü sinema yıldızlarından olan Muhterem Nur bundan sonra hayatını paylaşacağı tek insandır. Sayısız albüm çıkartan Müslüm Gürses sinemadada kendini göstermeyi başarmış ve Türkiye’ye adını altın harflerle yazdırmış en büyük sanatçılardan biri olmuştur.
1968 yıllarından tutunda bu zamana kadar seslendirdiği bütün şarkılar tıpkı ilk gün çıkmışçasına tazeliğini korumaktadır.