Yeni evler, ister villa, ister nohut oda bakla sofa, ya da kiralanmış veya satın alınmış, hatta borcu bitmemiş olsun, hiç fark etmez, hep birbirlerine benzer. Henüz kurumamış yağlıboyanın, cilanın kokusundan yabancılık duyarsın, genzin yanar. Boşver şimdi sızlanmayı, bir an önce evini dekore et, yerleş, tadı tuzu yerine gelsin…
Nasıl ve neler yapmak lazım peki?
Önce perdeler… Ah, seçmek öyle zordur ki, e, nasıl olmalı? Dıştakiler, ister ham keten, ister ipekli kumaştan, nasıl olursa olsun yeter ki içeriyi örtsün, saklasın, amaaaa içtekiler mutlaka krem rengi, hatta mümkünse elde yapılmış dantelden olmalı. Nereden mi bulacağız?
Bir öğleden sonra annene ya da halana gider, büyükannenin o meşhur bohçasını açarsınız birlikte. Bir yanda tavşan kanı çay demlenir, o kırmızı güllü porselen demlikte çay öyle lezzetlidir ki…. Kristal pastanesinin taptaze acıbadem kurabiyelerini atıştırıp, çayınızı keyifle yudumlarken dantelleri tek tek çıkarırsınız, hafiften bir naftalin kokusu saçılır ortalığa.
-Hayır bu olmaz, eni çok dar.