bildirgec.org

http://www.haberturk.com/haber.asp?id=147096&cat=150&dt=2009/05/16

wicker park

Wicker Park 2004 yapımı bir film olmasına rağmen ülkemizde vizyonu ancak 4 sene sonra “Hep Seni Aradım” ismiyle görebildi… Gişede ne yaptı ne etti bilmiyorum ama, bana ona verdiğim dakikaların karşılığını beklediğim gibi veremedi… Josh Hartnett , Rose Byrne, Matthew Lillard ve Diane Kruger başrollerde. Yönetmen; Paul McGuigan. Senaryo ise Gilles Mimouni ve Brandon Boyce’a ait. Filmin konusunu ayrıntılara girmeden kısaca özetlemek gerekirse, kaderlerinin peşinden ısrarla koşan genç bir çiftin yoluna koyulan taşlar ve bu taşların tek tek kayması diyebiliriz.

L’appartment

1996 yapımı L’appartment isimli başrollerinde Monica Belluci ve Vincent Cassel’in yer aldıkları filmin Hollywood versiyonu olan Wicker Park’ın taglinelarından biri “tutku asla ölmez” Aslına bakarsanız L’appartment Belluci ve Cassel’in perdedeki ilk beraberliklerine sahne olurken Bafta‘yı da kapmış bir film. Haketmiyor da değil. Zira L’appertment Hitchcock etkileriyle süslenmiş bir gerilimin ta kendisiyken Wicker Park romantizme daha çok yelken açmayı tercih ediyor. Tabii bunu yaparken klişeleri kullanmayı da ihmal etmiyor. Bunun yanısıra ilk çevrime yaptığı göndermeyle izleyiciyi gülümsetmeyi başarıyor. Filmin başladığı ve zaman zaman gördüğümüz restaurantın adı Belluci. İlk çevrimde gördüğümüz yoğun takip, Wicker Park’ta eksikliğini hissettiğimiz birşey haline geliyor. Aynı şekilde karakterlerin tutkularındaki eksiklik bizi özdeşleşme yaparken zorluyor.

wicker park

Sonuç olarak başlangıç noktası aynı olsa da her iki filmi de izleyip bitirdiğinizde birbirinden çok farklı iki sonla karşılaşıyorsunuz. Wicker Park izleyiciye istediği sonu verirken, L’appertment kendi sonunu yazıyor. Kısaca; Wicker Park Hollywood klişelerinin kurbanı olan kötü bir kopyanın ötesine geçemezken, L’appartment izlediğimiz iyi filmlerden biri olarak hatırlanmayı hakediyor.

http://www.milliyet.com.tr/content/galeri/yeni/goster5.asp?prm=0,533424&id=1&galeriid=3727#galeriStart

Çok başarılı polisiye gerilim yazarı Fransız Jean Christophe Grange’ın taş Mecalisi adlı kitabı da sonunda sinemaya uyarlandı.
Yönetmenliğini, Guilaume Nicloux’un üstlendiği, Grange ile birlikte çalışan Stephane cabel tarafından senaryolaştırılan filmde başlıca rollaerde Monica Belluci ve Catherine Deneuve oynuyor.
Annelik duygusu ve bu duygunun gücü ve üstünlüğü üzerine yoğunlaşan hikayede korku ve gerilim öğeleri Grange’ın diğer romanlarında da olduğu gibi çok başarılı şekilde kullanılmış.
Monica Bellucci’yi ilk defa anne rolünde kısacık kesilmiş saçları ve makyajsız haliyle izleyeceğimiz filmde Belluci; evlat edindiği oğlu Liu-San’ın neredeyse hayatını kaybetmesine neden olacak bir kaza geçirmesinden sürekli olarak korkunç kabus ve halusinasyonlar görmeye başlar.
Gerçekte evlatlık oğlunun kim olduğu, nereden geldiği, bu tuhaf olaylarda kimlerin parmağı olduğu ve tüm bu yaşananlarının amacının ne olduğunu bulmayı ve oğlunu ne pahasına olursa olsun korumayı kafasına koyan Diane, her şeyi göze alarak çok tehlikeli ve gizemli sırrın peşine düşer. Araştırmaları onu Moğolistan kabilesi ve onların taş meclise taşır. Ve gelişen olaylar sonucu kendisini Doğu Moğolistanın ücra ve vahşi bölgelerinde bulur..
Her ne kadar bugüne kadar Grange’ın romanları ne kadar muhteşem idi ise film aktarımları o kadar kötüydü. Umarım Taş Meclisi bu düzeni kırarak başarılı bir sinema filmi olarak karşımıza çıkar.