Miriam Williams, kitabında Tanrı’nın Çocukları adındaki bir tarikatta geçirdiği yıllarını anlatıyor.Kitap, kahramanımızın tarikata girişiyle yarım bıraktığı kariyerini, uyanışının ardından devam ettirmesi ve yaşadıklarını bilimsel bir bakış açısıyla ele almayı denemesi sebebiyle bir biyografi olmanın ötesinde. İnsanların hangi sebeplerden ötürü bu tarikata katılmayı seçtiklerine dair önermeler sunması ve tarikat yapılanması aracılığıyla insanlar üzerinde ne denli büyük bir tahakküm kurulabildiğini göstermesi dolayısıyla dikkatle okunması gerektiğine inanıyorum.

     Miriam Williams; Çeviren: M. Barlas Çevikus Varlık Yayınları; İstanbul, 1999, 13.5 x 19.5 cm, Türkçe. ISBN No: 9754342075
Miriam Williams; Çeviren: M. Barlas Çevikus Varlık Yayınları; İstanbul, 1999, 13.5 x 19.5 cm, Türkçe. ISBN No: 9754342075

Tanrı’nın çocukları tarikatı,kahramanımızın hayatında hippi hareketinin büyük bir hızla sürdüğü bir dönemin gölgesinde arayışı en belirgin biçimde hissettiği ilk gençlik çağında beliriverir. Miriam’ın öğrenim hayatı boyunca hiçbir gruba dahil olmayışı, sanırım duyduğu yalnızlığın ve yabancılaşmanın bir göstergesi olarak kabul edilebilir. Yaşadığı dönemin dumanlı atmosferinde bu yabancılaşma hızla büyür ve Miriam, yardıma en ihtiyaç duyduğu anda Tanrı’nın Çocukları’nın sesini işitir.
Trikatın lideri David Moses, yapılanmayı yazdığı mektuplarla yönlendirmektedir. Gücü gittikçe baskınlaşarak, zamanla yazdıkları İncil’le eşdeğer tutulur hale gelir. David Moses güçlendikçe de müritlerinden daha radikal isteklerde bulunmaya başlar.
Tarikat komün yapısında, herşeyin ortaklaşa gerçekleştirildiği bir düzene sahiptir. Kitapta, satır arasında, bu yapının verdiği güven duygusunun, dış dünyada yaşam korkusuyla birlikte üyeler üzerinde tarikattan ayrılmayı zorlaştırıcı bir ana etmen olarak hissedildiği yer alır.
Tarikat üyelerinden ilk aşamada tüm sahip olduklarından vazgeçmelerini, varlıklarını yapıya bağışlamalarını talep eder. İlk anda göze çarpan bir başka unsur olan ve de tarikarın geçireceği tüm evrimsel süreçlerde belirgin rol oynayan nokta ise üyelerin, akıllarından tanrıyı çıkarıp dünyevi meselelere kafa yormaları, düşünmeleri tehlikesine (!) engel olacak şekilde asla yalnız bırakılmamalarıdır.