bildirgec.org

michelangelo hakkında tüm yazılar

geç olsun güç olmasın

nazokiraze | 03 September 2009 13:03

 A Country Wedding, 1951,
A Country Wedding, 1951,

Hayatta hiçbirşey için geç değildir cümlesini gözümüzün içine sokan Grandma Moses ( büyükanne Moses olarak bilinir) yetmişinden sonra yapmaya başladıgı kırsal sahneler içerikli naif resimleri ile önceleri beş-on dolara satılan tabloları ile dünya çapında yer edinmiştir. Öldüğü zaman olan yüzbir yaşına kadar resim yapmıştır.
Bir çiftlikte yaşadıgı eşi öldüğü zaman çokça boş vakti kalır hayatında, bu vakitlerde yaptığı resimler bir eczanenin vitrininde sergilenmeye başlar ,yaptığı resimler Newyork Sanat Galerisi’nde sergilenmeye başlaması onun resim yapmaya başlamasından 9-10 yıl sonrasına rastlar.Artık çok bilinen bir amatör ressamdır Anna Mary Moses ama onun bu kadar ünlü olmasında yaptıgı eserler kadar resim yapmaya yetmiş yaşından sonra başlamasının da büyük payı vardır.(ölene kadar 1500 resim yapmıştır)

 A Country Wedding, 1951,
A ,

Stradivarideğeri milyonlarla ölçülemeyen kemanlarının en mükemmellerini yapmaya başladığında altmış yaşındaydı.Krallardan, ünlü sanatçılara kadar keman siparişi alan ünlü müzik aleti yapımcısının son zamanlarında bile atölyesine kapanarak çalıştıgı anlatılır. Yaptıgı aletlerin sırrı hala yakınları tarafından bile çözülememiştir, kemanlar üniversitelerde araştırma konusu olmuş derinlemesine incelenmiştir ve Stradivarius o ailenin markası haline gelmiştir.

Galata Köprüsü

puella | 17 August 2009 10:57

“…ve ortadan ikiye bölünsün şehir!” diye bağırdı Poseidon. Neden böyle bir emir verdiğini, şehirden ne istediğini anlamak güç. Ancak gerçek olan bir şey varsa; o da “ortadan ikiye ayırmak” eyleminin, efsanevi şahsiyetler arasında pek popüler olduğu. Poseidon “şehir” dediğine göre, Deniz Tanrısı buraya geldiğinde İstanbul zaten vardı. Aslında “İstanbul”, şehrin en eski isimlerinden biridir. Eis tin poli. Yunanca’da “şehre doğru” anlamına gelir. Yani Yunanlılar buraya isim verdiklerinde, zaten var olan bir şehirden esinlenmişlerdir. Şehir bölündüğü günden bu yana da, Haliç‘in iki yakasını bir araya getirme görevini üstlenen en eski köprülerden biridir Galata Köprüsü.

Henri Cartier Bresson - 1964
Fotoğraf: Henri Cartier Bresson – 1964

İstanbul’un göbek bağı olarak hayal ettiğim Galata; Beyoğlu‘na bağlı bir semttir ve Haliç ile Boğaz’ın kesiştiği noktada yer alır. İstanbul için bilinen ilk yazılı kaynak, M.Ö. V. yüzyıla ait, Herodot Tarihi‘dir. Haliç civarında yer alan bir yerleşim yerinden ise ilk olarak, Strabon bahsetmiştir; Sykai. Sykai, Hellen dilinde “incirler” anlamına gelmektedir. Bundan sonraki Antik Çağ’a ait kaynaklarda, pek çok farklı isim telaffuz edilmiştir. Bazı kaynaklarda, incir ağaçlarının çokluğu nedeniyle Sykodes (Hellen dilinde “incirlik” anlamına gelir) olarak bahsedilen semt için, surlarla çevrili küçük bir kasaba olduğu söylenir. Ancak Antik çağda pek çok tarihsel olay mitoloji ile güçlendirildiğinden ve arada çok fazla kayıp zaman dilimi bulunduğundan, dönemin tarihini netleştirmek güçtür.

“Galata” kelimesi, ilk olarak II. Tiberios döneminde karşımıza çıkmaktadır. Sykai’de Haliç’in girişine bir hisar yaptırılır ve bu hisara, Kastellion ton Galatau adı verilir.