Radyo, üniversitede eğitim dersinde ‘otizm’ konusunu işlerken hocamızın bize ‘mutlaka’ diye tavsiye ettiği ve sınıftaki herkesin izlediği bir film. Görsel ve kültürel anlamda yorum yapmam bu film için cidden abes kaçıyor. Çünkü filmin vermiş olduğu mesajları izlerken duygulanmamak, üzülmemek mümkün değil. Oldum olası yaşanmış hikâyelerin beyazperdeye aktarılışını sevmişimdir. Radyo’nun yaşanmış bir öyküden yola çıkılarak çekilmesi ona olan ilgimi artırdı doğal olarak. Filmin yönetmen koltuğunda Michael Tollin otururken, göz kamaştıran performansıyla Cuba Gooding Jr. yani Radyo ve koçu Ed Harris başrolleri paylaşıyorlar. 2003 yapımı bu filmde otistik bir çocuk olan Radyo’nun hayatının bir kesimi ele alınıyor. İçine kapanık, insanlarla asla göz teması kurmayan, onları dışarıdan izleyen kısacası toplumun dışında kalmış, belki de dışına itilmiş bir gencin 1976 yılındaki yaşamından bahsediyoruz.