bildirgec.org

Beni tanıyan arkadaşlarım bir zamanlar yazmış olduğum bu yazıyı( SENİN YÜZÜNDEN İKİ PAKETE ÇIKTI) hatırlayacaklardır. O günlerim iyi günlerimmiş . Daha başıma neler gelecekmiş de haberim yokmuş.
Siğara olayı(evinde içtiğin siğara benim evime geliyor) kapandı şimdi de olmadık bahanelerle taciz etmeye başladı. Akşam eve misafir geldiğinde(arkadaşlarım seyrek olarak gelir)Sabah kapıya dayanıyor şayet ben işe gitmişsem öğle yemeğini bekliyor eve gelir gelmez kapı çalıyor ve neydi o akşamki sesler diye olay çıkarmaya başlıyor. Misafir dedimse de bir bayan arkadaş ve ya bir bayan akraba. Çoluk çocuk yok.
Ertesi gün yine kapı çalıyor senin daireden aşağıdaki boş daireye su sızıntısı var usta getirt baktır diyor. Yani anlayacağınız her gün bir bahaneyle kapımı günde en az iki kez çalıyor. Bahane üretemediği bir gün de gelip kapıyı yine çalıyor.

Mevzu biraz eskidi ama sağda solda bu konu açıldıkça kendimi tutamıyor, ben de kendimce la havle çekiyorum..
Neymiş?. Bizim hayvanat, bahçesinde şekerleme yaparken duyduğu ezan sesine karşılık Allah Allah deyu kükrüyormuş.. Müezzin efendi “Allahüekber” derken aslan kardeş de tekbir getirir, bunu duyan diğer hayvan kardeşlerimiz de dayanamaz, kendilerini bir an için tekkede farzedip zikir ederlermiş.. Tövbe tövbe!.

Bizim mahallenin de bir karabaşı var ezelden beri her ezanı işittiğinde havlamaya hatta ulumaya başlar; -algımızı biraz zorlarsak- valla da billa da en az o şanslı aslan gibi, onun da tekbir getirdiğini iddia edebiliriz..
Tam burada, bazı mümin kardeşlerimin bana, içlerinden hemen cevaplar hazırladığını görür gibiyim.. Mesela şöyle bir şey olabilir: “Hemşerim!.(ya da Bre deyyus!.) Sen, mahallenin pire torbası itiyle, koskoca ormanlar kralı aslan efendimizi bir mi tutuyorsun?. Yürrüü..”