tüm zamanlar avrupasında
zoraki bir İstanbul’ un
kahpe tarihine düzdürdüğü ortanca çocuğu
bey’ oğlu!…

söndürülmüş bir yangın yeri
gibi küllerinden arınıp tek solukta bütünleşen
parçalanmış düş damarlarımda asılı duran zibidi bir enjektörün
ruh otopsi’ sinde kendini gösteren;
ince hisseli serüveni!

dolanır yarınlarında (u)mutsuzluğun
hüzüne bulanmış geçmiş zaman tortusu…
gen yaşta kılçıkları ağarmış
sürüsünden kopuk bakunin balıkları gibi
bardağı bıraktı mı göl
gölü bıraktı mı deniz
denizi bıraktı mı okyanus
-lar türeten zihninde
ve geçerken bir lal vakti
beyoğlu’ nun derbeder sokaklarında;
ırzlarına tüm okyanusların
dönüşürmüş bir bardak su,
taşkın bir okyanusa ey kendini bilmez ahali!