bildirgec.org

komünist parti hakkında tüm yazılar

ölümünün 91. yılına yaklaşırken oyunbozan bir kadın Rosa Luxemburg

nazokiraze | 26 November 2009 10:52

Rosa Luxemburg Yahudi bir ailenin çocuğu olarak 5 Mart 1871 yılında dünyaya geldi.Çok küçük yaşta kalça hastalığına tutularak bir yıl yatağa bağlı kaldı ve yatakta yattığı sürece beş yaşını doldurmadan kendi kendine okuma yazma öğrendi.Yaşamını kaybedene kadar taşıdığı aksaklığın sebebi bu hastalıktır.(Film)

Yaşıtı olan genç kızlardan daha farklıydı ,çok genç yaşta solcu gruplara katılarak sosyalizm ile haşır neşir oldu,herkes tarafından yola gelmez bir kız olarak tanımlanmaya başlandı Lehçe konuşmanın yasak olmasına sürekli karşı çıktı , bunlar yüzünden İsviçre’ye kaçtıgında ise henüz 18 yaşındaydı.Orada Zürih Üniversitesi’nde politika, tarih,ekonomi,doğa bilimleri ve matematik üzerine eğitim gördü. Marksizminin en önemli merkezi konumunda olan İsviçre aslında tam ona göre bir yerdi.

Hiroşima Sevgilim: MARGUERITE DURAS

queennothing | 26 March 2009 12:39

Birinci Dünya Savaşı, başlangıç sinyallerini verirken Çinhindi’ne (Hindiçin) atanan öğretmen çift, savaşın resmi olarak başladığı 1914 yılında üçüncü çocukları Marguerite‘ye sahip oldu. Yeni doğan Marguerite ve diğer iki oğlan çocuğu Paulo ve Pierre ile gönüllü olarak yaşadıkları Vietnam‘ın en büyük şehri Hi Şo Ming (Saygon) komşularından Gia Dinh‘te matematik öğretmeni baba ve Fransızca öğretmeni anne, çocuklarının; özellikle Marguerite‘nin uyum sorunlarıyla baş etmek zorunda kalacaktı.

Hastalıklı gibi görünen beyaz teni, siyah saçları ve mavi gözleriyle bir ‘yabancı’ olaran Marguerite, diğer çocuklar gibi davranmayı, onların dilinde şarkı söylemeyi, hatta düzenli olarak kiliseye gidip dua etmeyi öğrense de, O’nda hep çok sevdiği babasının bile ulaşamadığı ‘dokunulmaz bir yabancılık‘ olacaktı.
Yokluk, yoklukla gelen açlık, korku ve kanla bulanan savaşın en çirkin sahneleriyle yüzyüze kalan Marguerite‘nin, annesiyle kurduğu ‘normal‘ ilişkisi, babasıyla düzenlediği piyano geceleri ve sevmeye başladığı dış görünüşü; 10. yaşına geldiğinde babasını dizanteriden kaybetmesini, içinde sakladığı bir ‘trajedi‘ olarak nitelendirmesine engel olamayacaktı.
Babasız kalan üç çocukla Fransa‘ya dönen anne, ailesinin de desteğiyle, çocuklarına bakabilmek için öğretmenlik yapmaya Paris‘te devam eder. 2 yıl Fransa‘da kaldıktan sonra 1928 yılında Kamboçya‘ya tayini çıkan anne, çocuklarıyla birlikte ailesinin yanından ayrılır.