Üşüyen sözcüklerimin ucu yanık mektuplara dizilişi… Hasret türküsü kadar ağır, ezik ve hummalı bir özlemin kalp çarpıntısı. Güneşin Solgunluğunda açılan akşamsefası ve fasl-I baharın son girizgâhı… En büyük yeminin kefaret istemeyen bedeli, ben sana yazılıyorum sen tevhit ettikçe kaderi…

Uslu çocuk kimliğimin yaramaz ve sevimli kaçamağı… Anne teni, baba evi kokusunun vuslata döşenmiş taşlı sokağı… Komşu bahçenin yasak meyvesi, dizlerimi kanatma pahasına çaldım seni…

Gönlümün İpi kopan uçurtması, bıraktım rüzgârına yön tayinini… Savurdum özgürlüğüne ruhumu… Al sende birleştir beni… Gözde olmasan da özdesin, hatırdasın daima… Meleklerin kanadına yazılmış sevdam, tüm meşakkatinle istedim seni…