bildirgec.org

kalış hakkında tüm yazılar

anlayış…

mengu yincge | 03 February 2008 02:54

bir dilden
eski çok eski asaleti insan olmanın
hayata dahil etmek ölümü ahlaktır

kalmanın sabrı
bir de mesafe bilgisi vardır
hissetmişken bunları ben inceden çok önceden
bir de sezdirdiğinde görünen sen
dünyam oldun be hey sevgili
bir dilden
başka bir dil olsun ayn- ı dilde güzel
özgür yaşansın
gibi olmayan aşklar
yaşasın insanlar
özgür çocuklar
hayatın tüm kıyılarında
yaşansın aşk
lakin kalan da giden de
dünyada
asaleti insan olmanın
sımsıcak şakaklarında
bir de
usul gönül kasende

03.09.2007 – RS

nereye bu gidiş?

absence of mind | 05 October 2007 21:57

kusarcasına yazasım var şimdi,içimi dışa döker gibi..ağlayamamanın hükmü mü bu.ağlamak isterken kıçına tokat basılmış bebek bilinçsizliğiyle,her göz yaşının içini dolduruyor bilinç sandığım, bu sözlerle.yoruyor bu soldan sağa gidişat beni.kötüyüm,birden fazla nedenle,sebepleri ve sonuçlarıyla bizim olan nedenler.sağlamasını yapamadığım hayatı,sollayıp gidiyorum.gittiğim yerler kendi nedenlerini doğuruyor.benim için mutsuzluk yavrulayan bir dünya..’eh nedir ki’ diyecek olan ağızlarınıza kelepçeler vurmak istediğim gerçeğini de söyleyim de bitsin bu kavga.hadi susun da son sözü ben söyleyeyim bu defa.ben sizi,hepinizi
çok dinledim vakti zamanında,anlatamadıklarınızı okudum
kitaplarınızdan.bir kitap da ben yazamadım,sayfalara yaymak yerine acımı,kafa tuttum ona,binlerce kafa olup kendime kafalar attım,kırılmayanlarla yola devam ediyorum.
kırılan bir şeyler var tabi.aynalarda bir araya gelmiyor yüzüm.yüzüm mü var ki kendime bakmaya..yüzüme karışmış yüzler var yansımalarda.tüm bu acının içine salarken beni,acıyı enjekte ederken damarlarımdan,neden
görmedim gülen gözlerinizi.ben hep gülecektim oysa size.hepinize gülecekti gözlerim.güneşten öğrenmiştim bunu küçükken.kamaşan gözlerimden akan yaşı,şimdi durduramıyor bulutlar..
her gün yaşamanın değerinden birşeyler azalıyor bu bedende.sizlerin keyifle karnınızı doyurduğunuz bu akşam vakitlerinde,sizler kadar huzurlu yemek yiyememenin öfkesi değildir kustuğum.müzmin bir iştahsızlıktan ölecek değilim.bu tür bir açlıkla baş etmeyi öğrendim.sevgi pazarları yok,kiraz ağacı bile kalmamış,kendime küpeler yapacaktım oysa,oysa ben hepinizi sevecektim.niteliksel bir nedenden
ötürü sevmiyorum şimdi sizi.gülmeyen gözlerini sevemiyorum.
bütün öfkenin sahibi sözlerdi,boğazıma soktuğunuz parmaklar kusturuyor beni.bugün yeniden beni gösteriyordu hepinizin parmakları.’işte orda.o işte.orda kendince ölen kadın’.
ölmüyorum demek için dikildim karşınıza.
kılıç çekiyorum size.
dişe diş.
nereye bu gidiş?