bildirgec.org

jean dominique bauby hakkında tüm yazılar

Kelebek ve Dalgıç

exorientelux | 18 December 2009 14:55

Hikayesini gerçek yaşanmışlıklardan almış filmleri hep sevmişimdir; ama bu tür filmler bazen hayatın öyle dramatik yönlerini gösterir ki insanın o beyin uyuşturan rengarenk holivud filmlerinin karelerine dalıp “bir elimde cımbız bir elimde ayna, umurumda mı dünya!” havalarına giresi gelir. Tabii bu ne beyne ne de yüreğe sunulan iyi bir çözümdür, o ayrı.

İşte beynin ve yüreğinin ezberini bozacak Kelebek ve Dalgıç, gerçek bir yaşanmışlığın filmi. Elle dergisinin editörü Jean Dominique Bobby, çevresi zenginlikle, şöhretle, kadınlarla kısacası dünyanın tüm nimetleriyle çevrili; hayatının en yaşanılası yıllarında oldukça başarılı bir adamdır, ta ki 1995 yılında beyin kanaması sonucu felç geçirene dek. Komadan uyandığında 43 yıldır isteklerinin emrine amade bedeninden sadece sol gözü işler haldedir.

Bu durumunu kabullenmesi kolay olmaz elbette, film boyunca Jean-Do’nun durumuyla mücadelesini, hesaplaşmasını izleriz zira. Ama sonunda bedenini kaybetse de iki değerli şeyi kaybetmediğini farkeder: hayal gücü ve anıları.

Kanatlanıp Yüzmeyi Öğrenemeyenlere

kumsacli | 13 October 2008 13:39

Elle, dünyanın en güzel kadınlarını çerçeveleyen, çekilen tüm fotoğrafların inanılmaz ipeksi kafiyesini yansıtan, modu aşan trendlerin takip edilip görmeye değer kılacak hale getiren, kapak kızını bir düşes kostümünde en iyi sunumunun yapılmasını sağlayan ve magazinlerin köşe kapmaca oynadığı “kadını ve kadın öğelerini barındıran” küresel piyasanın vazgeçilmez dergisidir. Ve durmadan kendini yenileyen konularıyla kadın hatlarını çevreleyen moda, sağlık, sanat, söyleşi, resim, cinsellik gibi konu içeriklerini donanımlı hale getirmedeki başarısı yadsınamaz bir gerçektir.
Böylesine dev harflerle ismini diğer dergilere nazaran üst raflara yazdıran, milyonlarca satan bu dergi yanında, sınırları zorlayıcı ve alışagelmiş farklı bir editörü de içindekilere almıştı: Jean-Dominique Bauby.

Anahtar sözcükleri: Başarılı, karizmatik, inancı zayıf ve tutkulu. Hayatında parasız pulsuz, aşksız sevgisiz, aç susuz kalmadığı tek an olmamıştı. Yaşamındaki her şey kuzey- güney enlemleriyle kuşanmış mükemmel bir hayattı kendisine sunulan. Dünya güzeli bir kadınla evliydi. İki kızı ve bir erkek çocuğu vardı. Elle dergisinde baş editör olarak tüm işlerin başında kendisi geliyordu ve öyle bir an geldi ki başa çıkamayacağı özel bir fotoğraf çekimi gerçekleştirildi. Eşinden ayrılıp o resim stüdyosunda kıyafetleri büyük bir izdiham ve karmaşa içinde sunan mankene aşık oluverdi. Aşıktı hiç olmadığı kadar belki ayran gönüllüydü belki kalbini kolay kaptırabilendi ama bu sefer yarım yamalak kalan bir şıpsevdiliği yaşadığı korkunç kaza ile son buldu. Oğlunu okuldan alıp evine götürürken birden arabada beklenmedik bir şey başına geldiğini fark etti. 1995 yılının 8 Aralık günü beyin kanaması geçirdi ve sol gözü dışında bedeninin hiçbir yerini kullanamıyordu. Felaketin ardından ona kalan tek şey beyni ve işitme duyusuydu. Sadece 43 yaşındaydı. Tıpta, ‘locked-in syndrome’ adı verilen hastalığa yakalanmıştı. Hareket edememekte, yardım almaksızın konuşamamakta, yemek yiyememekte, hatta nefes alamamaktaydı.