bildirgec.org

james brown hakkında tüm yazılar

Güncel Haberler

queennothing | 19 February 2010 14:22

  • Sinema dünyasında son zamanlarda büyük yankı uyandıran bir haber gündeme gelmişti. Duyuma göre Martin Scorsese, “Taxi Driver“ını Lars Von Trier ile yeniden çekecekti. Haberin yalan olduğu söylendi, film yeniden çevrilmiyor.
  • Fransız aktris Julie Delpy, hem yönetmenliğini yaptığı, hem de başrolünde oynadığı “2 Days In Paris“in devamını çekmeye niyetlenmiş; “2 Days In New York”.
  • Almanya’dan bir başka haber de Fatih Akın‘ın “Soul Kitchen“ına dair. Film, Almanya’da 1 milyon kişiye ulaşmış. Akın’ı tebrik ediyoruz.
  • Sinan Çetin, Hindistan – Türkiye ortak yapımı olan bir Mevlana filmi çekeceğini açıkladı.
  • İspanyol Sineması’nın Akademi Ödülleri “Goya Awards”, sahiplerini buldu. Listeye buradan ulaşabilirsiniz.
  • Grunge-rock müzisyeni Kurt Cobain‘in (Nirvana) hayatı sinema filmi oluyor.
  • Bir haberimiz de Türkiye’deki sigara yasağına dair, elbetteki sinemadaki
    sansürü hakkında. Bundan böyle 26 Kasım 1996’dan evvel çekilmiş filmlerdeki sigara içme sahneleri sansürlenmeyecek.

Ayda Yürüyen Çocuk

pilli pati | 26 November 2009 11:24

çocuk Michael Jackson
çocuk Michael Jackson

Şarkılarını nasıl yazdığını sorduklarında “Şarkıyı yazmam, şarkının kendisini yazmasına vesile olurum” demişti yüzünde mütevazı bir gülümsemeyle… Kendi özgün figürlerini oluştururken en çok ilham aldığı James Brown bile O’nun ne kadar yetenekli birisi olduğunu ifade etmişti. Dansı hakkında nasıl düşünüp hangi figüre ne zaman karar verdiğini soran bir gazeteciye ise “Dans için düşünmek en büyük hatadır, sadece hissetmelisiniz” karşılığını vermişti. Zaten bu sorunun tabiatı biraz tuhaftı. O’na bu soruyu sorması gereken bir müzisyen ya da bir sanatçı olsaydı eminim sorunun tuhaflığına bakıp es geçerdi.

Prova yaparken a capella‘lar çalışırdı ve parçalarının büyük çoğunluğunda kulağımıza enstrüman sesi gibi gelen o tınılar aslında kendi sesi ile oluşturduğu a capella‘lardı. Muhakkak şarkılarını canlı okurdu. Provalarda bile… Provanın sadece fiziksel sahne performansı olmadığını, aynı zamanda ses tellerinin esnekliğinin ve nefes kontrolünün nabız hızlandığında da gerekli olduğunun bilincindeydi. Bu özelliği ile bütün diğer sahne sanatlarında yer alan ve sanatına gerekli özeni gösteren kişilerdendi.

Michael Jackson olmak zor işti. Kimse kapılar ardındaki özel bir hayatı kurcalamaktan ve O’na bir yetişkin gibi davranmaktan geri durmadığı için O hep, büyürken yetişkinliğe adım attığını fark edememiş bir çocuk kadar kırılgan kaldı. Kimse bunu anlayamasa da Michael Jackson‘ın yetişkin kimliğinde dahi o çocuk hep bir yerlerde karşımıza çıktı.

The Blues Brothers

hennas | 18 November 2008 10:04

1980 yapımı bir şaheser. Başrollerde artık iyice yaşlanmış olan Dan Aykroyd ve genç yaşta alkol ve aşırı dozda uyuşturucu kullanımından aramızdan ayrılan John Belushi yer alıyor.Filmin soundtrack albümünü buradan dinleyebilirsiniz. Hatta başucu albümü yapacağınızdan hiç süphem yok.Yönetmen John Landis, filmi çekerken bir daha asla bir araya gelemeyecek, blues dünyasının en hatırı sayılır isimlerini bir araya toplamıs.Kim mi onlar?
Ray Charles, James Brown, Cab Calloway ve Aretha Franklin .

Filmin konusunada kısaca değinirsek; Jake ve Elwood Blues kardeşler, Tanrıdan aldıkları görev aşkıyla eski orkestralarını tekrar biraraya getirerek büyüdükleri yetimhaneyi kurtarmaya çalışıyorlar.

Küçük bir not: Ünlü yönetmen Steven Spielberg filmde küçük bir sahnede karşımıza çıkıyor 🙂