çocuk Michael Jackson
çocuk Michael Jackson

Şarkılarını nasıl yazdığını sorduklarında “Şarkıyı yazmam, şarkının kendisini yazmasına vesile olurum” demişti yüzünde mütevazı bir gülümsemeyle… Kendi özgün figürlerini oluştururken en çok ilham aldığı James Brown bile O’nun ne kadar yetenekli birisi olduğunu ifade etmişti. Dansı hakkında nasıl düşünüp hangi figüre ne zaman karar verdiğini soran bir gazeteciye ise “Dans için düşünmek en büyük hatadır, sadece hissetmelisiniz” karşılığını vermişti. Zaten bu sorunun tabiatı biraz tuhaftı. O’na bu soruyu sorması gereken bir müzisyen ya da bir sanatçı olsaydı eminim sorunun tuhaflığına bakıp es geçerdi.Prova yaparken a capella‘lar çalışırdı ve parçalarının büyük çoğunluğunda kulağımıza enstrüman sesi gibi gelen o tınılar aslında kendi sesi ile oluşturduğu a capella‘lardı. Muhakkak şarkılarını canlı okurdu. Provalarda bile… Provanın sadece fiziksel sahne performansı olmadığını, aynı zamanda ses tellerinin esnekliğinin ve nefes kontrolünün nabız hızlandığında da gerekli olduğunun bilincindeydi. Bu özelliği ile bütün diğer sahne sanatlarında yer alan ve sanatına gerekli özeni gösteren kişilerdendi.Michael Jackson olmak zor işti. Kimse kapılar ardındaki özel bir hayatı kurcalamaktan ve O’na bir yetişkin gibi davranmaktan geri durmadığı için O hep, büyürken yetişkinliğe adım attığını fark edememiş bir çocuk kadar kırılgan kaldı. Kimse bunu anlayamasa da Michael Jackson‘ın yetişkin kimliğinde dahi o çocuk hep bir yerlerde karşımıza çıktı.Daha küçük yaşta sahne aldıkları zamanlar eve dönüp uyumaya çalıştığında beraber aynı odayı paylaşmak zorunda olduğu abilerinin kız arkadaşlarıyla yaşadıkları özel, cinsel deneyimlere tanık oldu. Bir çocuğun küçükken yaşadığı bu tip deneyimler sonraki hayatına nasıl yansır? Bu tür bir konu genellemeye oturtulur mu? Bilmiyorum ama Michael Jackson sonraları kız arkadaşlarıyla başbaşa kaldığı zamanlarda onlarla yakınlaşmaktan korktuğunu bir röportajında ifade etmiştir.Çocukların hayatlarında paranın yeri ve önemi de tartışılacak bir konu değildir. Bir çocuğun önüne parayı yığsanız herhalde çocuk aklıyla bir şeyler isteyecektir. Michael Jackson da 13-14 yaşlarında iken işi gereği yaklaşık 200.000 USD tutarında çekler aldığında ve babası ona parasının bir kısmıyla ne yapmak istediğini sorduğunda hep çocukça şeyler talep etmiştir. Birileri O’nun müzik kariyeri serüveninde o zamanlar çocuk olduğunu sanırım fazlasıyla gözardı etti. Muhtemelen parasından bahsetmek, hiçbir zaman, O’nun için bir tür böbürlenme sebebi olmadı. Yetişkinlik dönemlerinde ise parasının çoğunu el işi malzemelere yatırdığından bahsetse de bence yaptığı en iyi yatırım The Beatles‘ın şarkılarının haklarını satın alması olmuştur. Hatta edindiği bu hak dolayısıyla The Beatles’ın Come Together adlı şarkısını cover’ladığı da söylenir. Bence John Lennon ve The Beatles’ın 60’lardaki müziği her ne kadar kendine özgü de olsa bu şarkı orjinalinden daha iyi iş çıkarmış bir cover’dır. John Lennon hayranlarını üzerime çekeceğimi bilsem de bu fikrimden cayamayacağım. Hatta bir adım daha ileri gidip buraya cover’lanmış parçanın gitar riff’lerini de koyacağım.”5 yaşından itibaren milyonların önünde büyümüş bir kişinin otomatik olarak farklı biri olacağını” tanımlayan sözleri hiçbir şekilde kendini beğenmişlik içermediği gibi “çocukluk günlerinin, yılbaşı, doğumgünü gibi özel günler de dahil olmak üzere çalışma karşılığında kendisinden alınmış (uzaklaştırılmış) olduğunu da” içtenlikle ifade etmiş sözlerdir. Bir daha yaşamının o kısmını asla geri getiremeyeceğini bilerek müziğine yansıttığı enerjisinin büyük bir kısmını çocuklardan öğrendikleri oluşturmuştur. Dünyada yaygın halde bulunan savaş, terör faaliyetleri gibi insan etmeninin yarattığı sebepler dolayısıyla o bölgelerde yaşayan çocukların hayatlarının örselendiğini, çocukluklarının ellerinden alındığını ve bunun en büyük suç olduğunu da dünyaya ilan etmiştir. Dünyayı iyileştirecek şeylerin çocuk kalbinde yeşerecek merak, gizem, yaratıcılık gibi niteliklerden geçtiğini saptamıştır.Aynalar!Aynada yüzüne bakmaktan hoşlanmadığını itiraf eder birgün Michael Jackson. Bu takıntısına sebep olan olay, çocukluğunda başına gelmiştir. Bir turne için uçağa binerlerken yolcu bir kadınla karşılaşır. Kadın O’na döner ve O’nun burnunu işaret eder. “Tanrım! Sana ne oldu böyle?” diye sorar. Oysa ki burnuna hiçbir şey olmamıştır. Sonraları bir röportajda, o gün kendisini çok kötü hissettiğinden bahsedecektir. Babasının kendisine sürekli “şişko burunlu” diye hitap etmesi de cabasıdır! Her ne kadar inkar etse de yaptırdığı estetik ameliyatların sebebi bu bastırılmış çocukluk anıları olabilir mi? Yoksa hakikaten bir konserde düşüp burnunu kırması mıdır o ameliyatları başlatan asıl sebep? Yoksa başka bir konserinde yaşadığı kaza sonucu kafa derisinde ve yüzünde oluşan o feci yanıklar mıdır?Maskeler!Maskelere olan ilgisi yine bir röportajında kendisini ele verir. Michael Jackson çocukken sahneye çıkmadan önce babasının kendisini ve abilerini, fakat özellikle kendisini ağır sözlerle -güya sahne öncesi disipline etmek için- uyardığını, yüksek sesle ithamlara varan kelimeler sarfettiğini itiraf etmiştir. O röportajda, “o günlerde babasından duyduğu ağır sözler üstüne sahneye çıkıp yüzlerce kişinin önünde ve kendisine dönük parlak spot ışıkları altında konser verdiğinde, mutluluk maskesi taktığını ama aslında ölmek istemiş olduğunu” söyleyecektir. Kendi yüzünü yeniden oluşturma, defalarca ameliyat ettirip, maske gibi yeni bir yüze sahip olma istemi acaba buradan mı kaynaklıdır?Çocukluğunu irdeleyenlere verebileceği en güzel cevabı otobiyografik anlamda yazdığı Childhood adlı şarkıyla vermiştir. Yaratıcı yeteneğini sorgulayanlara ise patentini aldığı özel bir gösteri ayakkabısı tasarımıyla…Çocuklarla çocuk olmak!Birgün evine röportaja gelen bir kişi Michael Jackson’ın oğlu Prince’e bir soru sorar. Bu soru sadece büyüklerin anlayabileceği anlamlar taşıyan, donanımlı ve yüklü cümlelerle dolu bir sorudur. Doğal olarak çocuk soruya yanıt veremez. Bunun üzerine Michael, çocuğa dönüp aynı soruyu onun anlayacağı kelimelerle tekrar sorar. O dakika, kendisine çocukken zorla dayatılmış yetişkin dünyasını kendi çocuklarına bilinçsizce dayatanları nasıl bertaraf ettiğini görürsünüz. Çocukların dünyasını anlayabildiği ölçüde yetişkin, onlarla aynı şeyleri hissedebilecek kadar da çocuktur aslında.Kendisiyle röportaj yapılmasını pek istemeyen biri olarak İngiliz gazeteci Martin Bashir’in röportaj talebini ortak arkadaşları Uri Geller‘ı kırmamak için kabul etmiş ve sonrasında “Living with Michael Jackson” (1.nci bölüm) adıyla sekiz aylık uzun soluklu çekimlerden oluşan 10 bölümlük bir program ortaya çıkmıştır. Röportajın Michael Jackson’ı yansıtmadığı ve Bashir’in yanlı görüşleriyle donatıldığı iddia edilmiş; İngiliz televizyonunda yayımının ardından Michael Jackson Martin Bashir ve ekibini mahkemeye vermiştir. Bashir ve ekibinin çekim yaptığı sırada eş zamanlı olarak Michael Jackson’ın da ekibi başka bir kamerayla tüm röportajı filme almıştır. Sonra Bashir’in programına karşın bu kayıtlar, kendisinin nasıl karalandığını açıklamak üzere “Take Two: The Footage You Were Never Meant to See” (1.nci bölüm) adıyla 9 bölüm halinde yayımlanmıştır. Bashir’in kendi programına kattığı kendi görüşleri ve ön yargılı yaklaşımına karşın Jackson ve ekibinin kayda aldığı görüntülerde Bashir, Jackson’ın hayatına dair detayları son derece destekleyen ve öven bir yaklaşımda görülmektedir. Bu görüntülere kamera arkası çekimler de dahildir. Zira Bashir kendi ekibine kamerayı durdurma emri verdiği ve çekimlere ara verildiği zamanlarda bile Jackson’ın ekibi çekime devam etmiştir. Bashir’in programından sonra Michael Jackson hakkında çocuk tacizciliği suçlamalarıyla davalar açılmış, hiçbirine dair somut bir delil bulunmamıştır. Birçokları Bashir’in yanlı görüşünden etkilenenler yüzünden bu davaların açıldığını savunmuştur. Bashir ise Michael Jackson öldükten sonra şunları ifade etmiş ve ne kadar üzgün olduğunu dile getirmiştir.Öldüğü günün ertesinde tuttuğu günlüklerin basılıp basılmayacağı bile tartışılmıştır. Çünkü her ne kadar O’nun hakkında çok şey de bilseler, insanlar yine kendi kelimelerinden yansıyan o en özelini merak etmişlerdir. Günlüklerinde neler olduğunu bilmiyorum. Ama bildiğim bir şey var ki; o da sözlerinden çok müziği ve dansıyla dünyanın kalbini fethettiğidir.Hala yaşıyor mu?O’nun hala yaşadığını iddia edenler var. Bedeni helikopterle götürülürken olduğu yerde doğrulduğunu iddia edenler… O helikopterden bir ambulansa alındıktan sonra ambulanstan yürüyerek indiğini iddia edenler (link açıldıktan sonra sayfanın ortasında videosu bulunmakta)… Ambulansın plaka numarası videoda net görülmemekle birlikte büyütülmüş fotoğrafta helikopterin yanındakiyle aynı olduğu çekimlerde tespit edilmişken ve normal şartlarda ambulansın içinden bir bedenin çıkartılması gerekirken sağlıklı bir insanın orada ne işi olduğunu sorgulayanlar… Bütün bu cenaze merasimlerinin kamuoyunu olmayan bir şeye inandırmak için düzenlendiğini savunanlar… Bir de tabii zamanında oğlunu taciz ettiği iddiasıyla Michael Jackson hakkında suçlamada bulunan bir adamın, Evan Chandler’ın, neden şimdi silahla intihar ettiğini sorgulayanlar…bu bir pilli patisözüdür!Page copy protected against web site content infringement by Copyscape