bildirgec.org

insan psikolojisi hakkında tüm yazılar

Çiftleşen Hayvanları Ayırma İsteği Duymak

oergin13 [pilli_silinen_hesap] | 09 November 2010 17:12

Nedeni, toplumun ortak çıkarı uğruna vazgeçilen cinsel dürtülerin statikliğini koruma isteği midir yoksa kendi abazanlık durumunu bir hayvanın aştığını görmek midir bilinmez ama yurdum insanının pek bir severek giriştiği bir eylemdir bu çiftleşen hayvanları ayırmak…

Bu iş için geçmişten bugüne çok çeşitli yöntemler kullanılmışsa da hayvanların üzerlerine soğuk su dökmenin işe yaramadığı pek gözlenmemiştir. Yine hayvanların yanına yaklaşmadan uzaktan tercihen erkek hayvanı uzun bir sopa ile dürtmek de sıkça kullanılır. Lakin bu iş için belki de genlerimize en uygun, en militarist yaklaşım ise hayvanların takriben bir metre yakınına parçalanabilir bir taş fırlatmak ve bu taşın parça tesiri etkisinden faydalanmaktır.

Su bütün dertleri siler

hayalicindegecti | 26 August 2010 17:00

İlk adımın biraz çekingendir, sonra hızlanırsın, ama koşmazsın hiç. Sabahın köründe koşmak sinirine dokunur, hem zaten o enerji çoook gerilerde kalmadı mı?
Yürürsün yürürsün, hızla nefes alır verirsin. Son günlerin terslikleri, felaketleri tatsızlıkları, suratsızlıkları ise hep aklındadır:
Onu öyle yapmasaydım, neden ona öyle dedim ki? Kırılmıştır kesin.
-Hay Allah, kalp krizi geçirmiş ve 48 saat yaşamış sadece… İnanamıyorum onun öldüğüne, tamam kabul ediyorum, çok yakın değildik, ayda yılda bir bile aramazdık birbirimizi ama hala yaşasaydı keşke…
-Karşıdan gelen şu adamlar ve kadınlar da ne suratsız öyle? Olur mu ama yahu? Her gün bu parkurda karşılaşıyoruz. İnsan biraz gülümsemez mi?
-Ufff ya şu referandum ne olacak? Ya evet çıkarsa? Zaten kan uyuşmazlığın olan bu idarenin daha da ceberrutlaştığını düşünebiliyor musun?
-O zaman onun iş bulması daha da mı zorlaşacak? Zaten kimsenin ne ehliyete ne deneyime baktığı var, öyle değil mi?

Adımların gittikçe hızlanır, güzel bir rüzgar eser. Kendi kendine bir oyuna girişirsin, o suratsız kadına gülümsesem karşılık alır mıyım? Ah evet, hem öyle güzel gülümsedi ki. Hiç de suratsız değilmiş, dişleri de bembeyazmış. Hele şu yaşlı adam, gülümsediğinde en az on yaş gençleşti gibi…
Yürüyüşünün son dakikalarında nedense kafandaki bütün olumsuzluklar gitmiş, sihirli bir el bütün düşüncelerini değiştirmiştir:
-Ona söylerim, biliyorum seni ihmal ettim ama bunun sebepleri vardı derim… Seni aslında o kadar çok seviyorum ki derim. O da bana gülümser hemen.
-Biliyorum ölüm çok acı, ama ne yapabiliriz ki, yaşamın kanunu bu… Hiç olmazsa acı çekmemiş. Hem kaç yıl oldu bilmiyorum ama son görüşmemizde nasıl güldürmüştüm onu.

Ooo, yarım saat nasıl da akıp gitmiş sen yürürken. Heryerinden şıpır şıpır ter akıyor. Haydi koş şimdi kumsala… Kumlar nasıl buz gibidir. Ayakkabılarını, çoraplarını çıkarıp at bir kenara. Kumlara bas. Ohhhh nasıl serin…
-Aslında hayat çok güzel. Bu bana verilmiş bir şans, tek bir şans tamam mı? Ve bunu sonuna kadar değerlendirmeliyim.
-Yeni bir sayfa bugün… Bembeyaz yepyeni bir sayfa. Hiçbir şeye üzülmek zorunda değilim. Üzülmeyeceğim, söz.
-Amaan, referandumdan ne çıkarsa çıksın. Ben miyim yani o yükün altına giren? Sonuçta her toplum layık olduğu biçimde yönetilmiyor mu?

Uffff boşver bunları. Haydi at kendini suya…
Ayakların suyun içinde, haydi koş, iki adım sonra su derinleşir, kulaç atmaya başlarsın… Ne güzel, denizde günün bu saatinde sadece sen varsın, önce seni ürperten serin sular, saçlarını da ıslattığında sanki bütün dertlerini de söküp, siler atar.
Birazdan eve dönersin. Güzel bir çay demlersin, yanında domates, peynir ekmek, biraz da üzüm… Gazeteni alırsın eline…
Yaşamak güzel şey be kardeşim (*)dersin.

kendini gerçekleştiren kehanet

absence of mind | 12 February 2008 15:11

yıllar önce bir kahve falı baktırmıştı. falcı kadın, konuştukça büyüyen gözleri, korkunç çehresi, yırtıcı bir kuş sürüsü gibi üzerine saldığı sözleri ile yıllarca aklından çıkmamış, hayatının belli dönemlerinde ifrit gibi peydah olmuş, en olmadık anlarda, içinde yanan ateşin, kulaklarında dinmek bilmeyen gong sesinin körükleyicisi olmuştu.
yıllar yılı kadının söylediklerini düşüne düşüne eblehleşmiş, akıl yordamıyla idame ettirdiği hayatını kontrol edemez hale gelmişti.

önceki yaşantılarıyla kadının söyledikleri bir iki örtüşünce, kadının sözlerini ilahi bir takdir olarak addetmiş ve kendini bütünüyle uhrevi meselelere adamıştı.

küresel ısınma depresifime iyi gelmiyor

| 21 February 2007 15:39

Küresel ısınma ekolojik denge bakımından bir tehdit unusuru hepmiz bunun farkındayız .Ancak bu durumun tehdit ettiği başka birşey de insan psikolojisi. Hemen denek olarak kendimi seçip size nasılını nedenini açıklıyorum. Aylardan şubat güz dönemi bitmiş ve ben her yıl yaptığım gibi tatilde zamanımın çoğunu evde kendimle, kedimle, kitapla, filmle, kalemle, kahveyle, annemle geçirmeyi düşlüyorum.Ne de olsa hava soğuk ne de olsa dışarısı keyifsiz.Bu benim iklime bağlı alışkanlığım, rutinim. İki gündür uyanıp perdemi açtığımda kış bitti de ben mi kaçırdım hissine kapılıyorum benim beklentim bulutlu bir gökyüzü, yağmurlu evimin sıcağını bana sevdiricek bir hava ancak birden bire karşımda ilkbaharı görünce herkes sokaklarda neşe içinde ben evde çürümekteyim cümlesinin aklımdan geçmesi elzem bir hal alıyor.Böyle günlerde çayırda çimende koşturuyorum ben o da bahar rutinim mesela.Elim telefona gidiyor tabii hazırlıklı olmadığımdan herkesin yapılmış bozulması zor bir programı olduğu gerçeğiyle karşı karşıya kalıyorum. Perdeyi kapatmakta buluyorum çareyi o da olmuyor güneş yine de bahar aydınlığı yayıyor odama katlanamayıp dışarı atıyorum kendimi ama ne yaparsam yapıyım eğreti duruyor alışkın değilim yılın bu döneminde bütün bunlara, canım sıkılıyor. İklimlerin densizliği bize pahalıya patayacak gibi görünüyor bakın benim psikolojimi bozdu zavallı penguenleri düşünmek bile istemiyorum.