bildirgec.org

BAFTA (The British Academy of Film and Television Arts – İngiliz Film ve Televizyon Sanatları Akademisi) ödülleri Londra Royal Opera House’da yapılan törenle sahiplerini buldu. Gecenin En İyi Film ve En İyi Yönetmen dahil olmak üzere en fazla ödül alan filmi 6 ödülle The Hurt Locker oldu. “İngiltere’nin Oscarları” olarak bilinen Bafta ödüllerinde bu başarısı ile “The Hurt Locker”, akademi ödülleri için de favori olduğunu ispatladı. Ayrıca filmin yönetmeni Kathryn Bigelow, BAFTA ödüllerinde en iyi yönetmen seçilen ilk kadın yönetmen olarak bir başarıya imza attı, umarız aynı başarıyı Oscar ödüllerinde de gösterir.

• En İyi Film: The Hurt Locker
• En İyi Yönetmen: Kathryn Bigelow – The Hurt Locker

Kathryn Bigelow

http://www.sinehaber.net/tarantino-etkisindeki-turk-filmleri.html

http://www.kafaayari.com/?p=343

Benjamin ‘Lefty’ Ruggiero, 1978 yılında New York’ta Sonny Black’in liderliğini yaptığı bir mafya örgütünün üyesi. FBI, bu örgütü dağıtmak; suçluları tutuklamak için içlerinden bir ajanı örgüte sızdırır.
Örgüte sızan ajan Joe Pistone, artık “Donnie Brasco” adını almıştır. Lefty ile dostluk kuran Donnie, artık örgütün güvenilir bir üyesi olmuştur. Görevi gereği ailesinden ayrı yaşayan Donnie’nin karısı Maggie ve üç kızıyla olan ilişkisi iyice çıkmaza sürüklenecektir. Terfi etmek isteyen Lefty, örgütün ‘raconunu’ bütünüyle bilmesine karşın ‘saflığı’ nedeniyle bir türlü istediği yere gelememiştir. Bu Lefty’yi üzerken, bir taraftan da ‘bu işleri bırakıp kaçma’ fikri hep aklındadır.

Donnie’nin Lefty’ye verdiği değer, Lefty’nin de görevinin bir parçası; yani “kobay” olduğunu unutturunca FBI başkanları ona görevini hatırlatmak zorunda kalır.
1997 yılında Mike Newell’in yönetmenlik yaptığı bu film, gerçekten yaşanmıştır. Joseph D. Pistone ve Richard Woodley, bu olayı kitap haline getirdiler; “Donnie Brasco: My Undercover Life in the Mafia“. Film de, bu kitaptan uyarlandı.

tarantino ile robert rodriguez birlikte çekecekleri grindhouse tadında adıda Grind House olan bir film projesi duyurmuşlar. film four rooms gibi iki yönetmenin kendilerinin yazıp yönettiği 2 bölümden meydana gelecekmiş. filmi dijital çekecek ve 70’lerdeki atmosferi yakalamak için renkleriyle ve netliğiyle oynayıp, görüntüleri solduracaklarmış. hatta traş film havası yakalamak için filmde eksik parçalar, yarım diyaloglar, bozukluklar bırakacaklarıda söyleniyor. zaten son 2 filmini tamamen dijital çeken hatta sin city‘de süper bir görsellik yaratan rodriguez uzun süredir tarantino’yu dijital konusunda özendiriyordu..