Uyku sersemliğinde dolaşıyordum buralarda. Bir dekor seçmiştim yüzüme. Saklayarak dolaşıyordum. Söz verdim kendime, söz verdim yazmayacağım diye. Kullandığım kelimelerin acısını saklıyordum.

Bir niyetti işte. Belki iyi, belki bencil. Yazmayacaktım. Saklayacaktım ceplerimde. Ama demiştin ya “Yalnızlığı kendimiz seçiyor olabilir miyiz acaba…” Belki işte. Belki. Ekşi tatlarda hayatın parçası ya. Bu da öyle. Acıtmasın kimsenin canını diye.

Pencerenin bulanık tarafından, umarsızca kimsenin görmemesi gereken noktalama işaretleri çiziyorum… Virgüller o kadar çok ki hayatımda. İnatla biriktiriyorum onları. Karar verdim. Bu kentte yaşama savaşı vermektense, başka bir kente gidip yok olmayı öğrenmeye.