bildirgec.org

ilişki hakkında tüm yazılar

aşk güzel bir hatadır

redbutterfly | 28 October 2005 11:53

aşk üzerine şimdiye değin yazılanların tümü belli bir zaman ve mekânla debelendikleri, kimi kereyse aşka tuhaf bir (d/t)insel karakter yükleyerek onu evrenselleştirmeye çalıştıklarından ötürü hastalıklı çabaları içerirler. Bu deneme de kendisini, arifesi düşen cümlenin ilk yakasından ne kadar kurtarabilir bunu zaman gösterecektir.

Aşkın anatomisi nedir? Sevgiden nerede ayrılır, nerede öpüşür? Aşk neden hastalıklı ve paratonersiz bir ilişki biçimidir?

Aşk, hem ya da karşı cinsinden birini şu ya da bu şekilde, genelde benzer bir nesnel yoğunlukta ve aslen tekil merkezde göreceli olarak sürekli bir cinsel arzulama, çekilmedir. Aşkı sevgiden ayıran ve onu hastalıklı kılan da işte bu tekil yanındaki baskı ve arzudur (1).

Yakalayin! Evlilik Yasi Kaciyor!

plumprune | 13 December 2003 03:23

Izninizle cok hafif bir konuya deginecegim. Etliye sutluye karismadan, elimin hamuru ile evlilik yasi ile ilgili bir cift laf edecegim. Bir “Ben Evleniyorum” firtinasi yasanmis ulkemde, beni kasip kavurmasa da esintisi geldi uzerime. Gazete okurken karsilastigim bir arastirmadan yola cikarak, uzun suredir bos gordugum moderasyona bir yazi yollayayim dedim. Ne Irak’tan, ne AB’den, ne AKP’den, ne de KKTC’deki secimden bahsediliyor yazimda, haberiniz ola. Kac yasinda evleniyormusuz ve ben bu konuda ne dusunuyormusum, iste tum konu bundan ibaret. Adettendir, teknolojiye ve yeni yuzyila atifta bulunarak konuya gireyim simdi:

Hıyar mıyım?

WeaponX-hafif | 24 February 2003 00:32

Tamam uzun bi ilişkiden çıktın. Ama ilgisi yok. Sen beceremiyorsun bu işi. Kız o kadar kesti sen hâlâ, baksam mı bakmasam mı diyorsun. Oldu mu ya? Nerede cesaret, nerede erkeklik? Kalabalıktan ayrıcalıklı bir yerdesin, dişi beğenisini belirtiyor, sen uyu… Salak şey seni!

Tamam. Madem yazıya girdiniz şimdi beni dinleyin ve hıya olup olmadığıma karar verin.

Neden bilmiyorum bu olay aklıma çok takıldı. Kendime olan güvenimi falan sorgulattı ne bileyim. İşte böyle bir şeydi:

Dün akşam uzun ısrarlar sonucu eve gitmek yerine Dj arkadaşımın işi sebebiyle Taksim’e gittik. Hava karlı zaten araba çıkarmak istemiyorum. Çünkü biliyorum cıvıtacam, sabahta erken kalkıp çamlıcaya tırmanacaktım. Mırın kırın dedim ama iknâ etti.

Maksim Gazinosu’na gittik. Fahrettin Aslan, oğluna uyup club yapmış orayı. Pofladım aam içeri girince şok oldum. Şamdanlar avizeler. Acaip kitsch bir mekân. Ağzım kulaklarımda. Giriş bedava ama içerdeki insanlar fena da değil hani. Hom hom hom diyerek barın arkasında eskiden sahne olan yerdeki DJ kabinine geçtik.

Takılıyoruz falan.Önümüzde aynalardan oluşmuş katlanan paravan gibi bir şey var. ama aralardan üçerisi gözüküyor. Hatta 45 derecelik açılardan insanlar bizi görüyor.

O sırada baktım. Barın üstünde danseden bir hanım kızımız. Esmer, uuzn saçlı, 1.70 falan. Kalçaları süper. Ne kocaman ne sıska. Ele avuca gelir. Normal. Tabîi ben görünmüyorum diye seyrediyorum. Neyse aşağı indi bara girdi. Barmaidmiş.

O sırada Bir DJ ağır techno’ya girdi. Ben de izliyorum mixer’i kullanışını falan. Bir baktım kız paravanın dar aynasında saçını topluyor. Baktım haliyle. Güzelmiş de. Bana bakktı. Kafamı çevirdim.

Sonraki 3 dakika boyunca kalçalarını çevire çevire barın arkasında dansetti. Kilitlendim, kabul gayet albenili dansediyordu. Bir anda döndü saçlarını açıp savurdu, toplamaya başladı. Gene bakıştık. 1, 2, 3… Dönüp bakıyor devamlı.

Susadım indim bara geldim. Hop yanıma geldi. Bira istedim. Getirdi. Bu arada gülümsedim. Gülümsedi.

Kabine döndüm. Alman DJ’yle geyik yaptık. Bu arada kız bri yandan her çıkan yeni DJ’e selam veriyor, öpücük atıyor.

Sonuçta diğer DJ kardeşler gazladı beni telefonunu almam için. Ben dedim çıkarken alayım bari. En azında refüze edilirsem hemen arazi olabilirim. O sırada kız piste çıktı ve… kayboldu. Bulamadım bir daha.

Kaçan balık büyük olur sanırım. Aklıma takıldı işte. Aylardır bekâr sayılırım. Cinsel hayat desek var saymayacağım kadar fasa fiso işler.

kadınlar başka bişey

kocabipi | 14 October 2002 22:28

kısa ve öz olsun , cok insan tanıdım, cok kadın tanıdım bi sonuca vardım; kadınlar tamamiyle ego tatminiyle yaşıyolar.sevdiği için değil sevildiğini bilmek için birlikte oluyor,ilgi için ölüyolar,peşlerindeki onlarca adama senden hoşlanıyorum mesajını bu yüzden sallıyolar(el altından yapıyolar,cilve diyelim),sırf egolarını tatmin için en yakın kız arkadaşının erkek arkadaşına kuyruk sallayıp,erkek ilgi gösterince inkar ediyolar(bunu en yakın kızarkadasından daha ‘iyi’ oldugunu kendine ispatlamak için yapıyor) kesinlikle aldatırlar yeter ki biri ayaklarını yerden kessin,kadınların sevgisine,saygısına,mantığına inanmıyorum,ilgi için yaşıyolar,dünya kendi etraflarnda dönüyo sanıyolar.birçoğu göründüğünden cok daha basit.işin kötüsü bu basitlik müthiş şeytani bir zekayla saklanıyor(mantık deil,çakallık bi yetenektir) ve hiçbirzaman ne düşündüklerini ne istediklerini neye bozulduklarını anlayamassın (ilişkiler).dikkat etmişsinizdir kadınlar ulaşamadıkları erkeklere aşık olurlar ama herzaman onlara ilgi ve şefkat gösterenlerle birlikte olurlar.konu, güzel kızlar ise bütün yukarıda yazanlar 10 üzeri 25 ile çarpılıyor,bunun nedeni de toplumda güzel olmanın,yüceltilmenin insan kişiligine etkisi olsa gerek.çirkin kızlar genelde daha dolu daha iyi muhabbetli oluyor,onlar da aşk arayışında olup tam arkadaşlık dostluga (erkek gibi,delikanlı dostluk) dönüşürken bi olta atıp adamı kendinden sogutuyor.delikanlı kızlar istiyorum,özü sözü bir,kendini begendirme yarışından sıyrılmış.mümkün deil heralde.kısa olsun dedim olmadı canım saolsun. (herşeye ragmen kadınları cok seviyorum,ne olursa olsun sevgilinin kucaında uyumak gibisi yok,tanrının special edition yaratıkları bunlar,spor araba gibi, bakması,kullanması güzel,ama idaresi zor)