bildirgec.org

ideoloji hakkında tüm yazılar

ŞU ÇILGIN KÜRTLER

Ahmet Meliksah | 23 September 2007 00:03

ŞU ÇILGIN KÜRTLER

Leyla Zana, eski PKK elebaşısı Abdullah Öcalan’ı “terörist” olarak değil, Kürt halkının liderlerinden biri olarak gördüğünü açıkladı. On binlerce insanın ölüm emrini veren bebek katilinin bir halk lideri olarak algılanmasındaki ironi bir tarafa, kendilerini Kürt halkının temsilcileri olarak lanse eden birtakım siyasetçilerin hâlâ terör örgütü mensubu gibi davranıyor olması ürkütücü. On beş yıl önce halk tarafından gönderildikleri mecliste Kürtçe yemin etmeye teşebbüs ederek kendilerine verilen “bizi temsil edin ve sorunlarımızı çözün” görevini yarım bırakan Kürt siyasetçilerin bugün aynı hataya düşmeyeceklerini ummak istiyoruz. PKK’yı terör örgütü olarak kabul etmeye yanaşmayan DTP’lilerin, en azından PKK’yı kutsamamalarını beklemek herkesin en tabi hakkıdır. En nihayetinde, binlerce vatan evladı düştü toprağa, oluk oluk kan aktı bir hiç uğruna ve bunun sorumlusu büyük ölçüde terör örgütü. Bugün, verilecek hesabı olan bir teröristi “halk lideri” olarak görmek elbette herkesin kendi bileceği iş, ancak Kürt siyasetçilerin, temsilcileri olduklarını iddia ettikleri Doğu ve Güneydoğu’daki Kürt vatandaşlarımızın sosyal ve ekonomik dünyasını geliştirmekle görevli halk temsilcileri olduğunu unutmamak lazım. Onların en temel görevi, artık çürüğe çıkmış olan ideolojik ütopyaların peşinde koşmak değil, Doğu’nun ve Güneydoğu’nun soyut ve somut anlamda mamur hale getirilmesidir.
Temsilcisi oldukları Kürt halkı ile aralarındaki tek benzerliğin Kürt olmak olduğu Kürt siyasetçiler, seçmen kitleleri ile aralarındaki algı farklılığı bir tarafa, zihniyet anlamında birbirine zıt duruşlara sahiptirler. Tabanları ile aralarındaki uçurumu kapatma çabası içine girmek bir yana, ideolojik ön kabullerden sıyrılmayı dahi henüz başaramamış olan Kürt siyaset elitleri, politik vizyonlarını genişletmedikçe başarısız olmaya mahkumdurlar. Politik vizyonun genişlemesi ise liberal zihniyetin benimsenmesi ve küresel fenomenlerin çağdaş bir algı mekanizması ile okunması ile mümkündür. Liberalizmin küresel bir hal alması ile her ideolojik hareket gibi giderek marjinalize olan Kürt siyaseti, böyle giderse, çok değil iki seçim döneminden sonra seçmenlerini merkez sağ partilere kaptıracaktır.

TÜRKİYE’DE SİYASET VE İDEOLOJİ

Ahmet Meliksah | 02 May 2007 11:45

TÜRKİYE’DE SİYASET VE İDEOLOJİ

Ülkemizde, siyasi partiler ideolojik temellerden yoksundurlar. Siyasi çıkar elde etmek amacıyla Türkiye’nin temel değerlerini kesip biçmekle meşgul olup; laiklik, demokrasi, çağdaşlık vb. değişken ve gelişken kavramları kendi siyasi çıkarları doğrultusunda bir yerlere oturtup koruma vazifesi üstlenirler. Kendilerine bu görevi halkın verdiğini söyleyen siyasi oluşumların oyları çok cüz’i miktarlarda olsa bile, halkın kendilerini anladığı safsatasını sakız gibi çiğneyip dururlar. Değişen siyasi koşullara ayak uydurarak ideolojik evrimler geçiren siyasi partiler, halkın ihtiyaçlarına paralel olarak kendilerini yenileyen (!) bir düşünsel çizginin etrafında dönüp durmayı statik bir zemin üzerine inşa edilmesi gereken istikrarlı düşünsel temellere tercih ederler. Koşullara ve çıkarlarına uygun olarak çizgi değiştiren siyasetçilerin problemlere yaklaşımı ve çözüm getirme konusundaki yetenekleri de kaypak olacaktır. Aksini beklemek aşırı iyi niyetli olmak olur.

Birleşmiş Milletler anladı sıra bizde

wurgun5 | 01 June 2006 12:01

mesneviyi anlamak yaşamın sırrına ermektir
mesneviyi anlamak yaşamın sırrına ermektir

Mevlana, Mesnevi ve Sema

Birleşmiş Milletler (BM) Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü olan UNESCO, mevlevi sema ayinini evrensel değer olarak kabul edip korunmasına ve geliştirilmesine yönelik kararlar aldı. Dileyelim ki, bu karar ,ülkemizde, semanın ve mevleviliğin, şekilsel taklitçiliğini geliştirmekten ziyade, özünün anlaşılmasına katkıda bulunur. Mevlana’nın en önemli eseri Mesnevidir. Şiirleri, Divan-ı Kebir, Rubailer elbetteki çok önemli ama gerel semanın gerekse de mevleviliğin genel felsefesi Mesnevi’de içkindir. Mevlana ve eserlerine bakılırken, ideolojik olmanın ötesine geçilmelidir. Ve biçimlere, kavramlara takılmadan anlaşılmalıdır. Gerçekten de, tüm dünyada en gelişkin toplum ve kültürlerde ortaya çıkmış bir canlı yaşam sevgisi ve yaşamın her zerresiyle yoldaşlaşma perspektifinin tüm boyutlarına rastlamak mümkündür Mevlana’da. Varlığın her anı ve her boyutuyla uyumlanabilme, evrenin hareketine, aynı ahenkle cevap verebilme gayretidir sema.