The Lord of the Rings
The Lord of the Rings

John Ronald Reuel Tolkien’in yazdığı ve fantastik edebiyatın başucu eserlerinden biri olarak anılan Yüzüklerin Efendisi (The Lord of the Rings) filme alınmadan önce sinemada 1978 ve 1980 yıllarında animasyon olarak yer almış. Beyazperdede yer alması ise Peter Jackson’un insanüstü cesareti ve yeteneğiyle ortaya çıkan bir eser olmasına bağlı diyebiliriz. Zira o kadar önyargıya açık bir eser ki (özellikle kitabın hayranlarının hışmına uğraması kaçınılmaz) sadece bu açıdan bile acımasızca eleştirilmesini kabullenebiliriz. Dolayısıyla filmden önce J.R.R. Tolkien’dan ve yarattığı bu muazzam evrenden kısaca bahsetmekte yarar var.

Orta Dünya
Orta Dünya

John Ronald Reuen Tolkien, 1892’de Güney Afrika’nın Bloemfontein şehrinde doğmuştur. Aslen İngiliz olan ailesiyle birlikte kısa süre sonra İngiltere’ye dönüp yaşamına orada devam eden Tolkien’ın Orta Dünya’yı yaratmasında çevrenin ve yaşadıklarının etkisi görülüyor. Ronald, üç yaşındayken babası ölünce annesi, onu ve kardeşlerini alıp Sarehole adlı küçük köye taşınırlar. Sarehole ve çevresindeki bataklıklar, tepeler vs… doğal unsurlar Tolkien’ın Hobbitler’in küçük cennetleri başta olmak üzere daha birçok doğal güzellikleri betimlemesinde etkili olduğu görülür. Bir başka esin kaynağı da gençliğini geçirdiği Birmingham’daki en eski mimari yapı olan Perrott’s Folly Kulesi. (İki Kule) Genç yaşta ailesini kaybeden yazar 1. Dünya Savaşı’nda orduya katılmış ve savaşın içerisinde yer almış. Savaşta yakın arkadaşlarını kaybeden Tolkien yakınında patlayan bir bombanın etkisiyle yaralanınca ordu tarafından İngiltere’ye geri gönderilmiş. Bu noktada Tolkien’in savaş notlarından da görüleceği üzere savaşın dehşetini yaşamış olan yazarın deneyimleri eserlerine yansımıştır.