Diğer yandan, Maximilian’ın eşi Elenora’nın mahkemeye gelmeyişi Anderson’ın gözünden kaçmamıştı. Burnuna pis kokular geliyordu. Maximilian’ın mahkeme salonundan alelacele çıkıp yargıcın odasına doğru gittiğini görünce derhal asistanı Rose’u aradı. Çok geçmeden Maximilian’ın ev adresi elindeydi. DeSoto’su ile hızla 82 Batı Yolu üzerinden adrese doğru giderken, “Pis iş” diye düşündü. Gözünün ucuyla yolcu koltuğunda duran evrak çantasına baktı. Nasıl bir olaya bulaşmış olduğunun farkındaydı. Çok dikkatli hareket etmeliydi. Nereye basacağını ve nerede hareketsiz durması gerektiğini bilirse, bu bataklıktan çıkabilirdi. Twin Park Caddesi’ndeki adrese geldiğinde karşısında verandası, kavisli çatı pencereleri ve lambrili ön kapısı ile iki katlı tipik Amerikan tarzı bir ev duruyordu. Kapıyı 30’lu yaşlarının sonunda, zarif bir siyahi kadın açtı.
– Bayan Dolavare?
– Benim, buyrun?
– Ben Avukat Anderson J. Karabıyık. Sizinle eşiniz hakkında konuşmak istiyorum..