bildirgec.org

hans zimmer hakkında tüm yazılar

Brown’un yeni kitabı “The Lost Symbol” sinemaya uyarlanıyor

queennothing | 12 October 2009 16:19

Geçtiğimiz günlerde orjinal dilinde (İngilizce) ülkemizde de satışa sunulan Dan Brown‘ın yeni romanı “The Lost Symbol“, sinema filmi oluyor.
Dünyanın en başarılı bilim/kurgu romanı yazarlarından Dan Brown‘un romanlarından “Da Vinci Code“, 2006 senesinde “Da Vinci Code” (Da Vinci Şifresi) adıyla beyazperdeye uyarlanmıştı. Ardından, Brown’un 2000 senesinde piyasaya çıkan “Angels & Demons” adlı romanı, 2009 senesi içinde “Angels & Demons” (Melekler ve Şeytanlar) adıyla sinemaya uyarlandı. Büyük ilgi gören romanlari beyazperdede de yoğun ilgiyle karşılandı. Her iki filmde de ‘Robert Langdon’ karakterini canlandıran Tom Hanks, bir romanın sinemaya uyarlanmasının zorluklarına karşın, ‘Robert Langdon’ karakteriyle bütünlemiş, filmlerin başarısını katlamıştı.

Brown’ın 2009, Ekim ayında piyasaya çıkan romanı (Kasım ayında Türkçe çevirisi piyasaya çıkacak) “The Lost Symbol“ün sinema uyarlaması 2012 sonunda gösterime gireceği duyuruldu. ‘Robert Langdon’ karakteri için yine Hanks ile anlaşma sağlanırken, filmin yönetmeni hakkında henüz bilgi verilmedi.

Batman’in yeniden doğuşu: ”Batman Begins”

gorcun | 04 July 2009 16:18

Batman Begins
Batman Begins

Christopher Nolan, Batman çizgi roman serisinden uyarlanan filmlere yeni bir başlangıç yaparak, 2005 yılında ”Batman Begins (Batman Başlıyor)” filmini çekti. Gotham City’de gündüz işadamı gece yarasa adam kostümüyle suçluların korkulu rüyası olan Bruce Wayne yepyeni bir hikayeyle sinemalara geliyordu. Küçük yaşta ailesi gözleri önünde öldürülen Wayne, intikam hissiyle dolup taşmaktadır. Gotham’dan ayrılıp dünyayı gezerek, kötülere ve suçlulara karşı savaşmayı öğrenenen Wayne, bir süre sonra tekrar doğduğu yere geri döner. Uzakdoğuda Henri Ducard tarafından eğitilen Wayne, Gotham City’desuçlularla, çocukken oluşan yarasa korkusunu simge haline getirerek savaşma yolunu seçer.

Batman Begins
Batman Begins

Böylece Gotham’da yarasa maskesi ve kostümüyle Yarasa Adam olarak bilinen ama kimliği bilinmeyen yeni bir kahraman doğar. Artık suçluların da korkacağı karanlık bir düşmanları vardır. Ama, Batman’in asıl düşmanları umduğundan çok daha yakın olan kişilerden çıkacaktır. Nolan’ın, Batman yorumu kimi eleştirmenler tarafından fantastik hikayesine aykırı derecede gerçekçi olarak eleştirildi. Gotham’ın, Tim Burton’un, ”Batman” filmlerindeki gotik atmosferinden uzaklaştığı da eleştiri oklarının başka bir yönüydü. Nolan’ın amacı zaten gerçekçi ve sağlam hikayeli bir Batman filmi yapmak olduğundan büyük ihtimalle bu eleştirileri göze almıştı. Gerçektende şimdiye kadar çekilen onca dizi ve filme rağmen ilk defa bir filmde kahramanın korkularından, nasıl Batman olduğuna, nasıl bir konsantrasyonla çalışıp, onu suçlulara karşı savaşma gücü veren şeyin ne olduğu gibi önemli konulara son derece gerçekçi ve akılcı cevaplar veriliyordu.

Batman Begins
Batman Begins

”Pirates of the Caribbean: The Curse of the Black Pearl”

gorcun | 09 June 2009 16:16

Pirates of the Caribbean : The Curse of the Black Pearl
Pirates of the Caribbean : The Curse of the Black Pearl

Jerry Bruckheimer yapımcılığında Gore Verbinski tarafından 2003 yılında çekilen Pirates of the Caribbean : The Curse of the Black Pearl (Karayip Korsanları : Siyah İncinin Laneti) şimdiye kadar yapılmış en eğlenceli korsan filmlerinden biri sayılabilir. Bunda senaryosundan, oyunculuklarına, müziklerinden, çekimlerine kadar tüm unsurların başarılı olması yatıyor.
17.yüzyıl yada ona yakın bir zamanda geçen filmde, tehlikeli korsan Kaptan Barbossa (Geoffrey Rush) ve tayfası, Valinin (Jonathan Pryce) kızı Elizabeth’i (Keira Knightley) kaçırırlar. Özgürlük düşkünü bağımsız korsan Jack Sparrow (Johnny Depp) ve Elizabeth’in çocukluk arkadaşı Will Turner (Orlando Bloom) birlik olup korsanların peşine düşerler.
Will’in amacı gizli aşkı Elizabeth’i korsanların elinden kurtarmak olsada Jack’in daha farklı amaçları vardır. Uzun zaman önce Kaptan Barbossa tarafından ihanete uğrayan, gemisi Kara İnci elinden alınan Jack, Barbossa’dan intikamını almak ve Kara İnci’yi ele geçirmek istemektedir.

Pirates of the Caribbean : The Curse of the Black Pearl
Pirates of the Caribbean : The Curse of the Black Pearl

The Burning Plain

queennothing | 20 May 2009 09:50

1958, Meksika doğumlu yönetmen Guillermo Arriaga‘nın ilk uzun metraj filmi olan “The Burning Plain“, Oscar Ödüllü iki başarılı oyuncuyu; Kim Basinger ve Charlize Theron‘u biraraya getiriyor.

40’ların ortasında, bir kızı ve bir oğlu olan Gina, mutsuzluğunu bastırmayı başarıp, ‘halinden memnun bir kadın’ tablosu çizerek monoton günlerini ev işleriyle geçirmektedir. Uzun bir zaman önce atlattığı göğüs kanserinden sonra bir göğsünü kaybetmiş olan Gina, kocasının isteği üzerine cinsel hayatına nokta koymuştur.

film müziksiz olmaz

denizdogan | 04 September 2008 10:17

trainspotting soundtrack
trainspotting soundtrack

Bizi etkileyen aklımızda kalan filmlerin mutlaka tema müziklerini hatırlarız. Film müziği (soundtrack) denizdeki iyot kokusu gibidir. Ciddi bağımlılık yapar. Fakat beyne ve kalbe hiç bir zarar vermez. Gözü kadar kulakları da sağlam izleyicilerin zamanla takip ettiği bir frekansa dönüşür.

pulp fiction soundtrack
pulp fiction soundtrack

Son yıllarda profesyonel isimler filmlere öyle olumlu katkılar yaptılar ki doğal olarak bu alan başlıbaşına bir branş oldu. Film türlerine göre film müziği tasarımcıları oluştu. Gerek müzik bilgileri gerekse filme getirdikleri taptaze soluklarıyla sinema sektörünün çözüm üreten insanları haline dönüştüler.

american beauty soundtrack
american beauty soundtrack

Özellikle yüksek bütçeli Amerikan film endüstrisi, gelişen görsel imkanların yanında insanların ruhuna hitap etmek ve duygularını canlandırmak adına film müziklerinin belki de filmin önünde kullanılmasını sağladılar. Bu tamamen popüler bir yaklaşımın sonucu tanınan müzisyenlerin duyulmuş parçalarıyla filmin tema müziğini oluşturdular. Bir bakıma toplama film müziği albümleri yöntemi kullanıldı.

Fakat bu durum fena da olmadı. Film müziklerinin bir albümü olma fikri ve ticari olarak buradan da ciddi ciddi para kazanılması sektörü hep canlı tuttu. Müzik marketlerde Soundtrack bölümleri genişlemeye başladı. Hollywood kadar alternatif film sektörü de kendisini fazlasıyla yeniledi. Müzik kalitesini daha da yukarıda tuttu. Gün yüzüne çıkamamış veya sanatsal altyapısı olan fakat tozlanmış müzisyenleri tanıma fırsatımız oldu.