An’ın arz cazibesi olsa…
Şöyle içtikten sonra sersem önüme hepsini…
Ve yaşarken de bilsem yaşadıktan sonra hepsinin itaatkarca önüme serileceklerini…

Ne bileyim… Kalbime karşı koyan kuvveti aklıma sürüklesem; bir üflesem, hafiflikten patır patır dökülsem, sökülemediklerime sökülsem…

Ellerimi daha çok sevsem, sözcüklerin sevdiğinden daha çok; ve sözcüklerden daha çok…

Kendimi daha az seyredip daha çok şey görsem…
Böyle göre göre işte, çarçabuk büyüsem de,
Vakt-i zamanı gelince,
Bir köşeye uzanıp ölsem…
Öyle çok sersemleşmeden,
En mutlu değil ama bilinçli günlerimi yadederken,
Yani tamamiyle gerçek bir hayata istinaden…