bildirgec.org

felsefe hakkında tüm yazılar

Cesaret ve Bilinç

bencil | 12 June 2005 14:01

( BİLİNÇ ve BEDEN PARAZİTLERİ ) Vatanı için şehit olabilecek cesarete sahip bir insan: Nasıl ve neden, gündelik sorunlar da acizleşmekte,”Bana ne’ci” olmaktadır?

Yetenekli, üretici, potansiyel zekaya ve masumane acımasız dürüstlüğe sahip bir insan neden korkar? (“Ben kimim ki bunu bileceğim?” / ” Kimi gücendiririm? “) kuşkuları ile neden “sus-pus” olur? Fiziksel ve beşeri bilimler arasındaki uçurum neden? Bilim güneş sisteminin ötesini keşfetmeye hazırken, beşeri bilimler neden iflas içinde? Maddi dünyayı feth eden bilim ve aklın kazanımlarının harcanacağı amaçları, neden inanç belirlesin? “Maddi dünyanın gerçek dışı / realitenin bilinemez olduğu ve bilimin olgulara değil, ‘inşa’ larla uğraştığı” iddiaları: Nasıl böylesine yaygın ve etkin olabilmekte? Böylesi korkulardan dolayı, zihnini körelterek pes edenlerin sayısı asla bilinemez.

Neden felsefe?

bencil-hafif | 12 June 2005 13:11

Neden felsefe?
Neden gurursuz yaşadığınızı, ateşsiz sevdiğinizi, direnmeden öldüğünüzü merak mı ediyorsunuz? Neden her baktığınız yerde cevapsız kalmaya mahkum sorularla karşılaştığınızı, hayatınızın neden imkansız çelişkilerle dolduğunu, neden “ya beden ya ruh” gibi, ” ya akıl ya kalp” gibi, “ya güven ya özgürlük” gibi yapay seçimlerden kaçınmak için tüm ömrünüzü mantıksız kararsızlıklarla geçirdiğinizi bilmek mi istiyorsunuz?
Cevap yok diye çığlıklar mı atıyorsunuz? Algılama aletinizi, aklınızı reddetmişsiniz, ondan sonra da evrenin bir esrarengizlik yumağı olduğundan yakınıyorsunuz. Elinizdeki anahtarı fırlatıp atıyor, sonra tüm kapılar yüzüme kilitlendi diye ağlıyorsunuz. Mantıksızı izleyerek yola koyuluyor, sonra varoluş anlamlı değil diyorsunuz.
Aklınızı takip etmedikçe hayatınızı bu sorulardan kaçarak geçirmeye mahkumsunuz. Tercih yapmaktan kaçındıkça başkalarının tercih ettiği bir hayata mahkum olacaksınız. Bu yüzden felsefe bir ihtiyaçtır. Felsefe; hayatı analiz etme, aklı ve mantığı kendi mutluluğunuz için kullanma aracıdır. Entellerin kafanızı karıştırmak için bir araya geldiklerinde yaptığı laf kalabalığı değildir.

Neden felsefe?

bencil | 12 June 2005 12:58

Neden gurursuz yaşadığınızı, ateşsiz sevdiğinizi, direnmeden öldüğünüzü merak mı ediyorsunuz? Neden her baktığınız yerde cevapsız kalmaya mahkum sorularla karşılaştığınızı, hayatınızın neden imkansız çelişkilerle dolduğunu, neden “ya beden ya ruh” gibi, ” ya akıl ya kalp” gibi, “ya güven ya özgürlük” gibi yapay seçimlerden kaçınmak için tüm ömrünüzü mantıksız kararsızlıklarla geçirdiğinizi bilmek mi istiyorsunuz? Cevap yok diye çığlıklar mı atıyorsunuz? Algılama aletinizi, aklınızı reddetmişsiniz, ondan sonra da evrenin bir esrarengizlik yumağı olduğundan yakınıyorsunuz. Elinizdeki anahtarı fırlatıp atıyor, sonra tüm kapılar yüzüme kilitlendi diye ağlıyorsunuz. Mantıksızı izleyerek yola koyuluyor, sonra varoluş anlamlı değil diyorsunuz. Aklınızı takip etmedikçe hayatınızı bu sorulardan kaçarak geçirmeye mahkumsunuz. Tercih yapmaktan kaçındıkça başkalarının tercih ettiği bir hayata mahkum olacaksınız. Bu yüzden felsefe bir ihtiyaçtır. Felsefe; hayatı analiz etme, aklı ve mantığı kendi mutluluğunuz için kullanma aracıdır. Entellerin kafanızı karıştırmak için bir araya geldiklerinde yaptığı laf kalabalığı değildir.

“the king was not mad!” – Naturism yazı dizisi

kylistar | 15 February 2005 20:53

Yıllar önceydi, üniversitemin güzide internetinde sörf yapmaya yeni yeni alışmıştım ki yanlışlıkla tıkladığım bir link bana hayatımda çok uzun zaman önce unuttuğum bir olguyu tekrardan keşfetme ve yıllardır biliçaltımda kapalı kalmış bir hayat felsefesini yeniden su yüzüne çıkarma fırsatı verdi. Daha 6-7 yaşlarımda farkında olmadan tecrübe ettiğim ve bu yüzden ailemin baskısı ile karşı karşıya geldiğim bir yaşam stiliydi bu. İçimdeki ruh, ta o zamanlar tenimin, vücüdumun giydiği gelmiş geçmiş en doğal, en majestik ve en sanatsal giysi olduğunun farkına varmıştı. Tabi bu isteğim sosyal normlara uymadığım gerekçesi ile ailem tarafından küçük yaşımda bastırılmıştı. Ta ki yeniden keşfine kadar..

google nedir?

cemilcengiz-bildirgec | 18 June 2004 02:00

googlediyoruz, arıyoruz, iyi ediyoruz da;pek bilinmeyen ilginç bir hikayesi var “google” isminin… Amerika’lı matematikçi Edward Kasner, 100 sıfırlı sayıya bir isim bulmaya çalışırken henüz bebek olan yeğeni Milton Sirotta’ya bu sayının yazılı olduğu bir kağıdı gösteriyor ve “bu ne?” diyor. e tabi bebe kendi dilinden bir name uydurup gogol gibi birşey diyor. gel zaman git zaman “Googol” terimi , Kasner’in “Mathematics and the Imagination” isimli kitabında da popülerleşiyor. googlE’ı yaratanlar da hani bissürü sonuç çıkacak, goooooooooooooogle diye uzayıp gidecek diye bu ismi veriyorlar sitelerine. felsefe yani.