Sen bilmesen de
İçimde ki seni
Beynimde çırpınan
Bir şeyler var
Belki
Bir kuş kanadı
Nasıl dışarı çıkar ki
Peki ya
Nasıl girmiş oraya
Bilmiyorum
Seni gidi hain
Hiç bana haber vermedin ki
(derya’ya)
Sen bilmesen de
İçimde ki seni
Beynimde çırpınan
Bir şeyler var
Belki
Bir kuş kanadı
Nasıl dışarı çıkar ki
Peki ya
Nasıl girmiş oraya
Bilmiyorum
Seni gidi hain
Hiç bana haber vermedin ki
(derya’ya)
Neler
Düşünüyorum
Belki
Onların içinde düş kuruyorum
Benim içimde
Ben bile bilinçsiz
Ama sen
Sen var ya sen
Bütün suç
Sen de demek geliyor içimden
Vekaçıp
sıyrılmak işin içinden
(derya’ya)
KIZGIN ALEV AĞZI OLSA DA YÜREĞİM
AŞKA DAİR NE VARSA YAKIP YIKTIM BU KENTDE
marquis de sade mükemmeL bir kitabı.. 18. yy’ın düşünce akımına acımasızca saLdırır.. doğayı savunur, şiddet dahiL her şeyin doğaLLığını savunur.. bir ara yasakLıLar arasındaydı bu kitap..
kitabın kimi düşünceLerine katıLmayacaksınız.. kimi düşünceLerine katıLacaksınız.. sizi düşündürecek.. sade kitapta ki düşünceLerini körükörüne savunmaz.. bu da size koLayLık sağLar.. düşünceLeri ya benimseyeceksiniz ya benimsemeyeceksiniz.. bu kadar.. kitabın kimi yerLerinde tezatLıkLar vardır.. bu tezatLıkLar kitaba ayrı bir hava verir.. işte bir sade kitabı.. 🙂
eğer bir yeraLtı edebiyatı okuru değiLseniz bu kitap size çok ağır geLecektir.. küfür ve seksten ibaret geLecektir.. ama öyLe değiLdir..
Dilimin ucunda sen olsan
Göz bebeklerimde sen
Dudaklarında sen yansan
Yine de
Yine de
Yine de
Şunu diyorum ki sana
Diyarların düşlerim olsa
Uçar gelirim sana
Ama öyle değil yar
Ellerim kelepçede
dilim zincir
Bilmezler güzelim bilmezler
Nasıl aşınır bu yollar
Nasıl biter bu sevda
Koklamazlar bir çiçeği bir yosunu koklar gibi
Devam ederken hayatlarına
Bilmezler güzelim
Nasıl döner bu taşın döngüsü
bilmezler
Duvarlarım
Haykırışlarım olduğunda
Al beni götür buralardan
Damarlarında ben olduğumda
Kaçalım kuytu derin
Bir karanlıkta
Karanlıklarımda
SenOlacaksan eğer
Eğerleri yakayım
Yakayım bu geceyi
Ve seni olduğu gibi
(derya’ya)
Yalnızsın buralarda
Yalnızsın
İnan her diyarda
Her diyarda umutsuzluk seni kovalarken
Sen aslında hiç yaşamamış
Ve
Yaşam sana küs
Bir gece yarısı ürkütücülüğü var
Ve sen
Altı yaşında küçük bir çocuk
Aşkıkapı aralarında aramamak gerek
Düşler
Gecelerde saklanıyor
Kaçtıkça
kendimi buluyorum
bir yolun sonunda
deniz batmış gözlerinde
ağlamak bu gece
dışarıda
kimsesiz soğuklar
meçhul istemlerin mateminde
sarılmadan güneşe
ve
o kadar
umarsız
o kadar
aralığında kapının
geliveren bir sitem
şimdi
aşk
Yasaklar
Düş görmüyor
Yüreğimse
Yasak
bilmiyor