bildirgec.org

evlilikte başarı hakkında tüm yazılar

EVLİLİKLER NEDEN DEVAM ETMİYOR

bellybul | 03 November 2009 13:18

Evlilikler artık eskisi gibi uzun ömürlü değil maalesef, bir kadın olduğum halde hemcinslerimin tüm tepkilerini göğüslemeye hazır söylemek isterim ki “kadınlar güçlendi mertlik bozuldu”…Evlilikler kadınların güçlenmesi, ekonomik özgürlüğe ulaşması sebebiyle artık dayanıklı değil. Bunu söylerken hemcinslerimi suçlamak istemiyorum, bu tespitin sadece bir bacağı diğer bacak şu: kadınlar annelerimiz gibi değil, ama erkeklerimiz babalarımız gibi. Yani biz kadınlar annelerimiz gibi evde, babalarımız gibi dışarıda mücadele vermeye başladık, erkeklerimiz de buna paralel aynı şekilde sadece dışarıda değil içeride de mücadele etmek durumunda. Yani, eve gelip bacağını uzatıp TV seyreden, çocuğun tüm gereksinimlerini eşinden bekleyen erkek modeli olduğu sürece evlilikler devam etmeyecek, kadınlar bunu kaldıramaz kaldırmamalı da, bu insan doğasına aykırı bir durum, hiçbir kadın bu şekildeki bir hayatı uzun süre devam ettiremez. “Ben maddi manevi her işimi kendim karşılayacaksam, eşim beni mutlu etmeyecekse, üstüne yeni külfetler yaratacaksa, hele hele de işinde istikrar sağlamayıp, geçim sıkıntısını da bana devredecekse, evliliği devam ettirmemin ne gibi bir mantığı olabilir ki!” diyorlar ve soluğu mahkemede alıyorlar, olan da çocuklara oluyor. Erkekler hala kadınları suçlamaya devam eder, “yuvamı yıktın” der, kadın erkeği suçlar “yuvana sahip çıksaydın o zaman” der, çocuk ise en haklı olanıdır “madem geçinemeyecektiniz, madem siz birbiriniz için yanlıştınız, beni neden yaptınız” diye her ikisini suçlar. Gelecek nesiller bu çelişkilerle yetişirse toplum ne kadar sağlıklı olacak? Erkekler sözüm size: kadınlarınız annelerinizin formatından çok farklı onları kaldıramayacakları yüklerin altına sokmayın, hayatı lafta değil pratikte de paylaşın onlarla. Kadın dediğin iki tatlı söz, biraz saygı gerisi kolay.Ve kadınlar direnir direnir, içine atar ve bir gün patlar dünya gelse geri adım atmaz. Sınırları zorlamayın, bile bile bile lades demeyin! Kadınlar bu söz de size: eşlerinizi aceleyle seçmeyin, “iyi baba” olacak eş değil, size “iyi eş” olacak eşler seçin, sizi tamamlayan, size uyan aynı hayat gayeleri olan insanları seçin, en önemlisi de ne biliyor musunuz, hayatındaki kadınları (anne, kızkardeş) sayan, seven, önemseyen erkekleri bulun seçin ve herşeyden de önemlisi bunların yanında aşık olduğunuz adamı seçin, ki tahammül seviyeniz yüksek olsun. Çalışan bir kadınsanız, anne olacaksanız sizi zor günler bekliyor bunu bilin. Çocuklar size de sözüm var: ayrı anne babası olan sadece sen değilsin bunu bilin. Günümüzde bu kaderi çok çocuk yaşıyor bilin,üzülmeyin, koşullarınıza uyum sağlayın, anneyi ya da babayı suçlamayın, kiminle kalıyorsanız ona destek olun, hayatı paylaşın. Mutsuz anne baba ile aynı evde yaşamak, mutlu anne baba ile ayrı evlerde yaşamaktan daha iyi değildir.

bundan böyle çarpa böle evlenile!

plumprune | 07 April 2007 22:35

İlkokul yıllarımda çarpım tablosunu ezberlemeyi reddedenlerdendim. Bunun acısını hayatın benden şimdi çıkaracağını bilseydim, kurnazlık yapıp sıradan sayarak bana denk gelme ihtimali olanları ezberleme huyumdan vazgeçerdim -şimdi düşündüm de, öğretmenimiz sağ ilk sıradan başlarsa şu, ilk soldan başlarsa bu, ortadan başlarsa o, arka sağdan soldan ortadan oradan buradan şuradan başlarsa o bu şu diye hesap yapacağıma üşenmeyip ezberleseymişim, işim daha kolay olacakmış meğer-. Neyse, gelelim asıl konumuza. Ey hafif ahalisi! Duyduk duymadık demeyin! Matematik artık yuva kurmak isteyenlerin de yardımına koşuyormuş. İdeal eşi bulmak için çiftlerin kimyasının uyması filan palavraymış meğer. Bilim insanları işin ucunu yine matematiğe bağlamışlar. Bir matematikçi ve bir psikolog, çiftler arasında geçen yalnız 15 dakikalık bir konuşmayı dinleyerek, bir evliliğin yürüyüp yürümeyeceğini tahmin edebileceklerini iddia etmiş. 13 Şubat’ta, Seattle’da düzenlenen American Association for the Advancement of Science (AAAS)‘ın (Bilimin İlerlemesi için Amerikan Birliği) yıllık toplantısının açılısında konuyu tartışan araştırmacıların iddiaları bakın nelermiş: