Pembe düşler yaratmış-lardı bir zamanlar, panjur görünümlü parmaklıklar; inanmaya çalıştığın yalanlarıyla! Adını sorsan erkekliğini boşalttığı spermiyle bir tutar. Ateşime sınır tanımazken ben, cehennem bahçeme çit sararken yine ben.

Verdiğin çiçekler daha insansıydı senin otsu erkekliğinin bitkisinde. Uzun sandın ya sen apış arandaki santimsiz kitap ayracını. Araladığın tek şey sahte bedenimin metrekaresiz yanı. Sert öpüşemem/öyle sansan da/ kevgir ruhunu sarıp sarmaladığın ödlek kalbinle. Kaç kapının ardında zavallı rolü üstlendin, kaç defa güçsüzlüğünü boşalan yanlarınla yüceltin? Pardon sen aşağılık yanın kaldırma kuvveti. Baktığın yerden benzersizliğimin sınırlarına kendin gibi aynılığa empoze ettin. Yarım aklın, eksik düşlerin; sikertebileceği en fazla attığım izmaritim. Dumanım bile yok senden yana heba edeyim.