bildirgec.org

dünya edebiyatı hakkında tüm yazılar

Dost Körpe / Günah Yiyen

kahramancayirli | 27 December 2009 10:57

ilknokta.com adresinden alınmıştır
ilknokta.com adresinden alınmıştır

2 TL sadece fiyatı. İpek Sokak No.9 Beyoğlu – İSTANBUL adresindeki Metis Kitap’ın merkezinde öylece duruyordu. 135 sayfa. Birbirinden derinlikli, farklı konularda akıp giden yirmi bir güzel öykü. Yapıp bozan, yaratan bir üslup, ilginç hikaye konuları, usta işi bir kitap: Günah Yiyen.

Yazarı Dost Körpe daha 19 yaşındayken prestijli Yunus Nadi Öykü Ödülü’nü koymuş cebine (Yayımlanmamış dosya dalında). 25 yaşında iken Günah Yiyen kitapçı raflarında yerini almış. Tüm güzel hikaye kitapları gibi ikinci baskısını bile yapmamış. Şiirler, denemeler, fragmanlar,…yazmış; Lovecraft, Dickinson, Shelley, Blake çevirmiş.

James Baldwin / Giovanni’nin Odası

kahramancayirli | 16 December 2009 14:45

itusozluk.com adresinden alınmıştır
itusozluk.com adresinden alınmıştır

Ankara’dayken bir arkadaşımın arkadaşı tavsiye etmişti hararetle. Sonra ben İzmir’e göçtüm İstanbul’a göçtüm daha yeni nasip oldu kitabı okuyabilmek. James Baldwin’in kitabı: Giovanni’nin Odası. Biseksüel David’in hikayesi çok sürükleyici. David’in bir erkek (Giovanni) ve bir kadının (Hella) arasına sıkışması, psikolojik açıdan da ayakları yere basarak anlatılıyor. Cesur bir kitap aynı zamanda, 1956 yılında yayımlanmış. Siyahi ve eşcinsel olan yazar Baldwin, Yaşar Kemal’in iyi dostu bu arada. Oyuncu Engin Cezzar’ın da. Bir Başka Ülke isimli romanını yazar, Engin Cezzar – Gülriz Sururi’nin evinde tamamlamış.

Chuck Palahniuk – Tıkanma

admin | 01 December 2009 12:12

kitapokuyoruz.com adresinden alınmıştır
kitapokuyoruz.com adresinden alınmıştır

Sanırım sadece kitaplardan keyif alıyorum artık. Böyle bir insanlardan, hayattan keyif almama durumu. Bir depresyon belirtisi de olabilir tabii. Bol bol kitap.

tanshaydar.com adresinden alınmıştır
tanshaydar.com adresinden alınmıştır

Palahniuk’un daha önce Günce’sini önermiştim yanlış hatırlamıyorsam. Günce’yi 1 öneriyorsam Tıkanma’yı 10 kez öneriyorum. Dan diye bir kitap. Çekinmeden, eksiltmeden yazmış adam, cinsellik olsun, şiddet olsun. Öyle numaradan, mış gibi kitaplardan değil. Tam da gerçek hayatın olduğu gibi. Üstelik sürükleyici. Kitabın karakterlerinden biri sekskolik, ev arkadaşı ise mastürbasyon yapmadığı her gün için eve bir tane kaya taşıyan bir adam. Karmakarışık olaylar. Ben kitabı evden işe gelirken ve işten eve dönerken otobüste bitirdim, otobüs taksim’e geldiğinde kaç kez üzüldüğümü hatırlıyorum, o kadar sürüklüyor insanı. Alın okuyun, sonra teşekkür edeceksiniz bana. Ayrıntı YayınlarıYer altı Edebiyatı’ndan yine.

Meta – edebiyat

kahramancayirli | 26 May 2009 12:26

Meta-edebiyat
Kahraman Çayırlı

Modernleşme bütün dünyayı etkisi altına alırken, yalnızlaşan bireye tek bir şey vaat ediyordu: Daha fazla para! Gitgide daha fazla nesneye sahip olmalı, maddi-manevi tüm değerlerimizi öğütmeliydik. Öğüttük de. Modernleşmenin yozlaştırıcı değneğinin dokunduğu her ülkenin kültür ve sanatı, bu kurutucu etkiden nasibini aldı. Gerçek anlamda sanat yapmak, üretmek isteyenlerin yerini günübirlik, görsellikleriyle ayakta durmaya çalışan neo-sanatçılar kaptı. Her şeyin metalaştığı bu dönemde, yazarların edebi niteliklerinden ziyade onların özel yaşamlarından, son sevgililerinden haberdarız. MediaCat dergisinin HTP Exclusive’e yaptırdığı “yaşayan en popüler Türk yazarları” anketine katılanların yüzde 64’ünün herhangi bir yazar ismi belirtememesine şaşmamalı. Anket sonucunda hazırlanan “en marka(!) yazarlar” listesinde Orhan Pamuk’un yüzde 20’lik oranla birinci sırada yer almasına ne demeli peki? Pamuk’un ismini kaza bela telaffuz edebilenler, milliyetçilik polemikleri vesilesiyle mi yazarın ismini zikrettiler yoksa aralarında “Cevdet Bey ve Oğulları”nı, “Kara Kitap”ı veya “Benim Adım Kırmızı”yı okuyan, en azından yazarın kitaplarından herhangi birinin ismini duyan var mıydı?Gelişmekte olan bir ülke olarak sürekli okumamız, düşünmemiz; düşündüklerimizi özgürce ifade etmemiz gerekirken, magazin ağırlıklı, bol resimli / sansasyon haberli gazeteler günlük bir milyon tirajı rahatlıkla aşıyorlar. Fikir gazetelerimizse ancak otuz-kırk bin eve giriyor. Kitap satışlarında da durum farklı değil. Yeni bir beyaz eşyanın veya süpermarket raflarını süsleyen herhangi bir gıda maddesinin tanıtımı yapılıyormuş gibi kitapların, yazarların reklamı yapılıyor etrafımızda. Böylece görece daha çok düşünsel değeri olan, daha edebi nitelikte, okura daha fazla birikim katabilecek eserler kitabevlerinde tozlanırken, geniş kitleler bol reklamı yapılan “kof” kitapları alıyorlar.