Kapı aralığında kalmış istekler, denize ulaşamamış hedefler, ertelenen duygular ve aman boş verler… Ne için? Her şey ne için?
Güneşin her güne yeniden misafir oluşu, mehtap ve deniz; bu güzellikler ne için? Yaşadığını sanmak mı? Yoksa yaşamak mı?
Ne için arkadaş? Sorular senin için mi? Yoksa benim için mi? Söyle aradığın aşkı buldun mu? Ne için buldun? Seviştin mi dorukta, ne için? Bulabildin mi tüm sorularının cevabını, ne için?
Böyle soruları eminim arkadaş çevreniz de veya başka çevreler de sormuş veya duymuşsunuzdur…
Sabahın dördü ve bu saate kadar dayanılmaz sorularla; dört arkadaş, inanılmaz bir çıkmazın içine sokuyoruz birbirimizi. Yaş 25’ti o gece ve yığınla sorularla uğraşıyorduk.
Birden aklıma gelmedi, geçmişteki o gece. Yine, o arkadaşlarla bir aradayız bu akşam. İnanılmaz bir şekilde aynı sorular dönüyor ağızlarda ve hiç bıkmadan cevaplanıyor, aynı repliklerle. Kaderden tutun da ölüm, aşk ve neler…